Ege’de Yürüyen Kentler
10. sınıflarla gerçekleştirilen uygulamada, Philip Reeve’in dünyaca ünlü 4 kitaplık dizisinin ilk kitabı Yürüyen Kentler’den yola çıkılarak gelecek, teknoloji, felsefe, bilimkurgu ve sinema gibi temalar işleniyor.
Yürüyen Kentler’i Ege’de yürütmeyi hedeflediğimiz bu çalışmayı, İzmir, Manisa ve Muğla’daki beş kampüste yer alan sekiz lisenin 17 sınıfıyla, toplamda 340 öğrenciyle gerçekleştirdik. 10. sınıfların katıldığı uygulama sürecini 18 öğretmen arkadaşımla birlikte yürüttük.
Bu kitabı seçmemizin ilginç bir anısı var. Oğlum, 10. sınıfı bitirmek üzereyken bir gün elinde Yürüyen Kentler romanıyla geldi ve bir süre önce birlikte izleyip çok beğendiğimiz filmin (Ölümcül Makineler, 2018) bu kitaptan uyarlandığını söyledi. Gerçekten de kitabın gelecekte ve bugün yaşayabileceğimiz pek çok soruna işaret eden, fantastik bir dünyası vardı. Oğlum kitabı okula götürmemi, öğrencilerime okutmamı önerdi. Fikri öğretmen arkadaşlarımla paylaştığımda, tarih, coğrafya ve fizik başta olmak üzere pek çok branşla işbirliği içinde bir yaratıcı okuma uygulaması çalışabileceğimizi düşündük. Bununla da kalmayıp, o yılı okulda “fantastik yılı” ilan ettik ve bütün seviyelere fantastik okumalar önerdik.
Fantastik özellikler taşıyan bir bilimkurgu romanı olması, tür açısından bizi heyecanlandırmıştı. Kaynakları tükenmekte olan bir dünyada hayatta kalmak için vermemiz gereken mücadeleyi öğrencilerimize çok iyi örnekleyebilecek bir eserdi. Gençlerin dünyayı ilgilendiren bu sorunlarla baş başa kalmalarını hedefledik.
Uygulamaya başlamadan önce kitabın adını öğrencilere duyurmadık ve ön çalışma olarak “Hayal Bilgisi Atölyesi” kurduk. Öğrencilere, “Dünyada ekolojik denge sıfırlandı, çok az sayıda insanla birlikte hayatta kaldınız; kendinize bir yaşam alanı tasarlamalısınız,” dedik. Bu senaryodan yola çıkarak kendi tasarımlarını maketlere dönüştürdüler ve böylece çalışmamız başladı.
“Edebiyat Çemberi” ilk adımımızdı. Bu çemberde; sözcük avcılığı, karakter avcılığı, paragraf seçiciliği gibi pek çok görev bulunuyordu. Bu görevlerin gruplarını oluştururken, birbirine yakın arkadaşları aynı gruba koymamaya özen gösterdik. Böylece yeni bir grupla uzlaşma ve iletişim becerilerine katkı sağlamayı hedefledik.
Bu aşamada, hem öğretmenleriyle birlikte okumayı gerçekleştirdiler hem de her grup kendi çemberindeki görevleri yerine getirdi. Tişört tasarımından, sembollerle karakter analizine kadar çok çeşitli işler ortaya çıktı. Lise öğrencisi oldukları için yabancı dillerde araştırma yapma ve konuyla ilgili başka kültürlerde yapılan çalışmaları görme fırsatları da oldu.
Romanı grafiklerle okumak…
“Yürüyen Kentler’de Eğitimde Sistem Düşüncesi” çalışması, öğretmenler olarak metin çözümlemede ve yaratıcı yazma uygulamalarında kullandığımız bir yöntemdi. “Edebiyat Çemberi”yle eşzamanlı yürüttüğümüz bir süreç oldu.
Bu kapsamdaki “Zaman Boyunca Davranış Grafiği” çalışması, davranışın belirli bir zaman düzlemindeki gelişimini ele alıyor. Öğrenciler, romandaki olayların akış sıralamasını ve bu akışın işaret ettiklerini grafik eşliğinde işlediler. “Stok Akış Diyagramı”ndaysa, bir olayın, durumun ya da davranışın nedenlerini ve değişkenlerini diyagram aracılığıyla analiz ettiler. “Çıkarım Merdiveni” sayesinde de romandaki olayların altında yatan asıl nedenleri, okurun duygularını ve davranışlarını nasıl etkilediğini grafik eşliğinde incelediler.
Bu yöntemler, kitabın başkahramanları Tom ve Hester’ın hikâye boyunca devam eden duygu değişimlerini, tanışmalarının sonuçlarını, aralarındaki ilişkinin olayların bütününe etkisini, toplumsal olaylara ilişkin göndermeleri ve romanın pek çok noktasını grafikler eşliğinde analiz etmemize yarar sağladı. Böylece, öğrenciler okuma yaparken notlar aldılar ve romanın bütününü daha rahat kavrayabildiler.
“Roman, hangi temalar etrafında örülmüş?” sorusunu sorduğumuzda, pek çok alt temayı barındıran bir kitabı çalıştığımızı fark ettik. Bu, daha çok araştırma ve keşfetme anlamına geliyordu. Kadının toplumdaki yeri, şiddet, cesaret, teknoloji ve sınıf ayrımı gibi temaların yanı sıra, loncalar gibi kent yönetiminde çok büyük öneme sahip bir meslek organizasyonunu da araştırma şansı buldular.
Hem bu temalara hem de dünyanın geleceğine dair makale taramaları yaptılar, dijitalde araştırma becerilerini her geçen gün daha da geliştirdiler. Sona yaklaşırken, romandan ve araştırmalarından elde ettikleri birikimi güçlendirmek için, dünya sorunlarının tartışıldığı bir münazara düzenledik.
Uygulamamızın en önemli zenginliklerinden biri, romanın filme uyarlanmış olmasıydı. Filmle roman arasında karşılaştırma yapmalarının, her iki eser arasındaki vurgu ve anlatım farklılıklarını incelemelerinin birçok açıdan pekiştirici bir etkisi olduğunu gözlemledik.