Engeller arasında, Gökkuşağı Yazı!

6. sınıflarla gerçekleştirilen yaratıcı okuma uygulamasında, Sevim Ak’ın Gökkuşağı Yazı romanındaki kardeşlik, sorumluluk bilinci, otizm, empati ve sevgi gibi temalar işleniyor.

Yaklaşık 10 hafta süren çalışmamıza, 6. sınıflardaki 91 öğrenci katıldı. Gerek okuma, gerekse uygulama sürecinde tüm öğrencileri çalışmaya birebir katmaya çalıştık. Sevim Ak’ın Gökkuşağı Yazı adlı romanını seçme nedenlerimiz; aile bağının insanlar üzerindeki iyileştirici etkisini göstermek, farklılıklara ilişkin farkındalık kazandırmak, öğrencilerimizi otizmle ilgili bilinçlendirmek; ayrıca kitabın dilinin sadeliği ve akıcılığı ile elbette yazar Sevim Ak’ı öğrencilere tanıtmaktı.

Benim Gökkuşağım

Okuma öncesinde planladığımız ilk etkinlik, öğrencilerin kitabın kapağından hareketle tahminlerde bulunmasıydı. Onlara, “Gökkuşağı nedir?” sorusunu sorduk. İçlerinde gökkuşağını hiç görmeyenler de, gökkuşağıyla ilgili çok ilginç anıları olanlar da vardı. Birlikte beyin fırtınası yaptık. Ortaya çıkan tahminleri, dağıttığımız renkli kâğıtlara yazdılar ve sergileme biçimlerine karar verdiler. Bu malzemeleri sergileyebilmek için, 6. sınıfların katında “Benim Gökkuşağım” panosunu oluşturdular. O panodaki çalışmalardan birinde şu ifade var: “Benim gökkuşağım diğerleri gibidir, çünkü onları sevmem için farklı olmalarına gerek yoktur.”

Okuma sürecinin tamamlanmasının ardından, ilk adımımız “Patlamış Mısır” etkinliğiydi. Bu noktada, öğrencilerimizden kitaplarını getirmemelerini ve kütüphanede bulunmalarını istedik. Kütüphane öğretmenimizle birlikte öğrencilere dağıttığımız kâğıtlara, kitapla ilgili, “Kahramanın adı nedir?” gibi bilgi içeren sorular yerine, düşünce ve yorumlara açık sorular yazmalarını ve bir sepette biriktirmelerini istedik. Sepetten rastgele çektikleri sorulara cevaplar vermeye çalıştılar. Hedeflediğimiz gibi, kendi kontrollerini kendileri yaptılar.

Hem topluluk önünde nasıl konuşmaları gerektiğini fark etmeleri, hem de hazırlıklı konuşmaya ilişkin bilgi sahibi olmaları için “Konuşma Halkaları” adlı bir adım planladık. Öğrencilere, kitapla ilgili iki ana tema belirlemelerini ve bu temalar üzerine bir konuşma hazırlamalarını söyledik. İki temayı da kendi içinde farklı tartışma noktalarına yönelttik: “Ailede herkes sorumluluk almalıdır ya da hayır, almamalıdır,” ve “Önyargılar yanıltıcıdır ya da hayır, değildir.” Tartışmalarda daha çok sorumluluk konusuna yoğunlaştılar ve kabul etmeyenler de olmasına rağmen, sonunda ailede herkesin sorumluluk alması gerektiği yönünde hemfikir oldular.

Otizm hastalık mı, yoksa farklılık mı?

“Gökkuşağı Gazetesi” ise gazete yayımlamanın önemine ve meşakkatli bir iş oluşuna dikkat çekmek istediğimiz bir etkinlikti. Kitabın olaylarından yola çıkarak bir gazete çıkarmalarını istedik. Kitaptaki olayları haberleştirdikleri metinler, bulmacalar, otizmle ilgili şiirler ve araştırma sonuçlarının yer aldığı bu gazeteyi oluştururken, koordinasyon içinde, sorumluluk almanın bilinciyle keyifli bir çalışma gerçekleştirdiler.

Toplumda otizmle ilgili yanlış ve eksik bilgilendirmeler olduğu için, biz de bu konuda bir uzmandan yardım aldık. Söyleşi formatından uzakta, video ve görsellerle yapılan sunum sayesinde, otizm hakkında çok az şey bildiğimizi fark ettik.

“Otizmle İlgili Şarkı Yarışması” adımımızda, öğrencilerden, bir şarkı için şiir yazmalarını istedik. Konunun hassaslığı nedeniyle sözcük seçimlerinde, çok özenli olmaları gerekiyordu. Yazdıkları şiirleri gruplar halinde bestelediler. Birinci seçilen grupla beraber Vaniköy Özel Empati Eğitim Kurumu’nu ziyaret ettik. Öğrencilerimiz, oradaki dans etkinliğine doğaçlama bir şekilde, şarkılarıyla katıldılar. Müziğin, edebiyatın ve dansın birleştirici etkisini, tüm farklılıkları ortadan kaldırmasını deneyimlediler. 6. sınıfların ortak kaleme aldığı bir mektup, ziyarete giden grup tarafından kurumdaki arkadaşlarına okundu. Bizimle gelemeyen öğrencilerimizi de Facebook’tan yaptığımız canlı yayınla o buluşmaya kattık.

Uygulama çalışmamızdaki eğlenceli etkinliklerden biri “Alan Tasarımı ve Drama Çalışması” oldu. Öğrenciler, kullanacakları malzemeleri hazırladılar, alan tasarımına kendileri karar verdi; herkes kendi yeteneği ve isteği doğrultusunda katıldı. Sadece koltuk taşıyanlar, kitaptan seçtikleri sahneleri canlandıranlar, dublaj yapanlar da vardı.

Uygulamanın başından itibaren, kitabın temel konularından otizmle ilgili bir çıkarım yapmalarını hedeflemiştik. “Otizmlinin Bir Günü” başlıklı drama çalışmalarından, otizmin bir hastalık değil, farklılık olduğuna yönelik bir mesaj ortaya çıktı: “Gökkuşağının tüm renklerini seviyorsan, sen de saygı göster.”