Kat Köyü’nden Burgazada’ya Çiko’nun Seçimi
4. sınıflarla gerçekleştirilen uygulamada, Füsun Çetinel’in Çiko’nun Seçimi adlı romanından yola çıkılarak hayvan hakları, doğa sevgisi, arkadaşlık ve oyun gibi temalar işleniyor.
Çalışmamızı 4. sınıftaki 15 öğrencimizle, dört haftalık bir süreçte gerçekleştirdik. Bir köy okulu olarak kendi yaşantımıza dair pek çok ayrıntıyı örneklemesi, bu kitabı seçme nedenlerimizin başında geliyor. Her sabah sınıfa girdiğimiz zaman çocukların, “Öğretmenim, bizim danamız doğdu,” ya da “Öğretmenim, gece bizim tavuğu tilki kaptı,” gibi haberleriyle derse başlıyoruz. Kitabın, doğa ve hayvan sevgisi temalarının çok baskın olması sayesinde, öğrencilerimizin dikkatini çekmeyi başardık.
Uygulamanın ilk adımında, kitabın hikâye unsurlarını inceledik. Karakterler, olay, yer, zaman, sorun ve çözüm şeklinde bölümlere ayırarak incelememiz başladı. Bu aşamada, hayvan karakterleri öğrencilerimizin çok hoşuna gitti; kitapla ilk teması onlar sayesinde kurdular. Hayvan karakterlerle ilgili görsel çalışmalar, canlandırmalar ve “Siz olsanız ne yapardınız?” sorusu üzerinden gelişen söyleşiler gerçekleştirdik.
Kitabımızın hikâyesi haziran ayında başlıyor ve Selen karakteri, “Haziran gelmişti, havalar ısınmaya başlamıştı ve benim dondurma yasağım kalkmıştı,” diyor. “Yer ve Zaman” çalışmasında bu noktadan hareket ettik. Köydeki öğrencilerimizin hiç görmedikleri ve en çok ilgilerini çeken şey, deniz ve adaydı. Deniz, gemi, kaptan ve ada gibi temalar etrafında, kendi maceralarını yazıp çizdiler.
Bu aşamada Burgazada’yı keşfettik. Sait Faik Abasıyanık’ın orada yaşaması ve evinin hâlâ müze olarak kullanılması da ilginç bir yol açtı önümüzde. Hakkında araştırmalar yaptık, öykülerini okuduk ve usta yazara ilişkin epeyce bilgi sahibi olduk. Bir kitap bir adaya, ada da bir başka yazara yönlendirdi bizi. Sınıfımızda bir Sait Faik Abasıyanık Köşesi oluşturduk. Neleri sevdiğini, boş zamanlarında neler yaptığını ve kitaplarından alıntıları toplayıp bu köşede bir araya getirdik. Hatta, mavi süslerle deniz dalgaları bile yaptık.
Kitabın yazarı Füsun Çetinel’in aracılığıyla Burgazada ile kurduğumuz ilişki, diğer adımlarda da devam etti. Burgazada Sait Faik Abasıyanık İlkokulu’nun öğrencileriyle bizim öğrenciler arasında mektup trafiği başladı. Onlar bize deniz kabukları ve yosun kokulu mektuplar gönderirken, biz de onlara köyümüzün doğasını ve hayvanlarını anlatan mektuplar yazdık. Bu roman sayesinde, öğrencilerimiz hiç bilmedikleri ve görmedikleri bir yere mektuplar aracılığıyla gidebildi ve orada yeni arkadaşlıklar kurdu.
“Hayvanların da hakları yok mu?”
Kitaptaki hayvan sevgisi ve hayvan hakları temaları üzerine öncelikle öğrencilerimizle sohbet ettik, duygularını ifade etmelerini istedik. Sonrasında kâğıtlardan maskeler yaptılar, boyadılar ve o maskelerle hayvanların dilinden konuşup onların duygularını yansıtmaya çalıştılar.
Bu aşamada bir öğrencimizin, “Hayvanların da hakları yok mu?” diye sorması bize başka bir etkinlik fikri verdi. Araştırmamız sonucunda, Türkiye’nin yanı sıra birçok ülkenin imzaladığı Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne ulaştık. Sınıfımızda bir “hayvan hakları” panosu oluşturduk. Bu panoya hayvan haklarının bir bölümünü yazdık ve süsledik. Öğrenciler, hazırladıkları panoyu kullanarak okuldaki diğer arkadaşlarına tanıtımlar yaptılar ve onları da bu önemli konuda bilgilendirdiler.
Okul kütüphanemizde haftada bir gün okuma çalışmaları yapıyoruz. Öğrencilerimizden biri, “Doğa ve hayvan sevgisi temalı bir kitap daha okuyalım,” dediğinde, Sait Faik Abasıyanık’ın Son Kuşlar kitabından bir bölümü seçtik. Ustanın 60 yıl önce yazdığı öyküsündeki, doğanın yok olmasına ve kuşları bir daha göremeyeceğimize ilişkin uyarısına kulak verdik. Köyümüzdeki ağaçlara asmak için kuş yuvaları yapmaya karar verdik. Öğrencilerimiz okulun çevresindeki ağaçlara, kendi yaptıkları ve boyadıkları kuş yuvalarını astılar.
Çiko’nun Seçimi romanımızın dil, anlatım ve sözcük dağarcığı bakımından bir hazine sandığı olduğunu gördük. Kitaptaki kahramanların da kendi eşyasını koyduğu bir hazine sandığı vardı. Biz de kitapta ilk kez karşılaştığımız deyimleri, sözcükleri ve ifadeleri sınıftaki hazine sandığımızda biriktirdik. Öğrencilerin yanı sıra biz öğretmenler de daha önce hiç duymadığımız deyimleri okuduk kitapta.
Çalışmamızın son adımında, yazar Füsun Çetinel’in okulumuzu ziyaret etmesi, öğrencilerimizin uygulama sürecinde hissettikleri ve keşfettikleri duyguların paylaşımı için eşsiz bir deneyim oldu.