Soğuktan korkmayan kuşlar
3. sınıflarla gerçekleştirilen uygulamada, Zoran Drvenkar’ın epik öyküsü Soğuktan Korkmayan Tek Kuş’taki çevre, mevsimler, dünyamız, zaman ve felsefe gibi pek çok güncel tema işleniyor.
“Soğuktan Korkmayan Kuşlar” adlı yaratıcı okuma uygulamamız altı hafta sürdü. 3. sınıflardaki 59 öğrenciyle sürdürdüğümüz çalışmamızı, Mine Kazmaoğlu’nun dilimize kazandırdığı Zoran Drvenkar’ın Soğuktan Korkmayan Tek Kuş kitabıyla gerçekleştirdik.
Kitabı seçme nedenlerimizin başında, okuldaki diğer öğretmen arkadaşlarımız önerip okuttuğunda, öğrenciler tarafından çok beğenilmiş olması geliyordu. Ayrıca, dönem içinde işleyeceğimiz konularla örtüşen kavramları barındırması ve ders işleyişimizi destekleyici etkinliklere olanak tanıması da önemliydi.
Kitabı okumaya başlamadan önceki hazırlık aşamasında, öğrencilerle mevsimler üzerine konuştuk, birlikte düşündük ve tartıştık. En çok üzerinde durduğumuz sorular, “En sevdiğimiz mevsim hangisi?” ve “Neden o mevsim?” oldu.
Daha sonra, birlikte kitabın bölümlerini aşamalı olarak okumaya başladık. Sekiz bölümden oluşan kitabın ilk üç bölümünü bitirince, yaratıcı yazma etkinliğini, istasyon çalışması olarak gerçekleştirdik. Öğrencileri beş gruba ayırdık. Kitabın sadece ilk üç bölümünü okuyan bu gruplar, iki dakikalık bir sürede öyküyü kaldıkları yerden devam ettirerek yazdılar. İki dakika dolduktan sonra, gruplar yer değiştirdi ve yeni gruplar önceki ekibin hikâyesini devam ettirdi. Çalışmanın sonunda ortaya çıkan beş farklı hikâyeyi sınıfta hep birlikte okuduk. Çocuklar, bu beş hikâyenin de aslında kimseye ait olmadığını, tüm öğrencilerin ortak yarattığı hikâyeler olduğunu gördü.
Kitabın dördüncü bölümü okunduğunda, yaratıcı yazma çalışmasını farklı bir yolla sürdürdük. Okul kütüphanesinde, kütüphane öğretmenimizin de desteğiyle, öğrencilerle story cubes çalışması yaptık. Kitabın altıncı bölümünde başkahraman Riki, artık karar alma ve eyleme geçme noktasına geldiğinde okumayı durdurduk ve “Riki Olsaydım…” etkinliğine geçtik. Böylelikle öğrenciler, kendi çözüm yollarını ve eylem kararlarını yazılı ve görsel olarak ifade ettiler. Kitabın okumasını tamamladığımızda, hikâye haritası oluşturmaya karar verdik. Hikâye haritamızı belirlerken, “Kitabın yazarına neler sormak isterdin?” ve “Kitabı üç cümleyle nasıl anlatabilirsin?” benzeri sorular yönlendirici oldu.
Kitaba yeni bir karakter eklemek…
“Karakter Analizi” adımında, öğrencilerden kitaptaki karakterlerin içdünyalarına ve fiziksel özelliklerine yönelik tahlillerde bulunmalarını istedik. “Kitaba bir karakter ekleyebilir miyiz?” sorusuyla harekete geçen öğrenciler, bu çalışmayı hayal dünyalarıyla daha etkili bir düzeye taşıdı ve tamamını kendileri yönlendirdi.
Uygulamanın başından beri, bunun disiplinlerarası bir proje olmasını istemiştik. Hikâyenin temelinde felsefe ve iklim gibi temalar olduğu için, farklı branşlardaki öğretmen arkadaşlarımızla işbirliği yapma şansını da bulduk. Görsel sanatlar öğretmenimizden destek alan öğrencilerin atık materyalden tasarladığı ve beğeni gören kuş maketlerini okulumuzda sergiledik.
Çocuklar, hikâyenin genelinden ya da Riki’den esinlenerek şiirler yazdılar. Müzik öğretmenimizin katkısıyla besteleme fırsatı yakaladığımız bu şiirlerden birini, “Soğuktan Korkmayan Kuşlar Korosu” seslendirdi.
Mevsimlerin insanlar üzerindeki etkisini, hayatımızda neleri değiştirdiğini, sınıfta uzun uzun tartıştık ve sorguladık. Ardından öğrencilerin, ailelerinden en az iki kişiyle bu konu üzerine röportajlar yapmasını planladık. Böylece, farklı kuşakları da çalışmaya dahil ederek, mevsimlerin geçmişten bugüne farklı yaşam tarzlarına nasıl etki ettiğini görme şansımız oldu.
Çalışmamız sonlanırken öğrenciler artık hikâyeden taşıp, iklim, dünyamız, buzul çağları ve küresel ısınma üzerine araştırma yapmaya, hikâyenin kafalarında oluşturduğu soru işaretlerine yanıtlar aramaya başladılar. Araştırmalarının sonuçlarını, yaptıkları sunumlardan dinledik. Ortaya çıkan içeriği, e-broşür formatında derleyerek herkesin erişebilmesini sağladık ve internet sitemize yükledik.