Berk Mucit Oldu! Şimdi sıra hangimizde?
4. sınıflarla gerçekleştirilen yaratıcı okuma uygulamasında, Kaan Elbingil’in Berk Mucit Oldu kitabındaki mucitlik, hayal etmek, icatlar ve yaratıcılık gibi temalar işleniyor.
Çalışmamızı gerçekleştirdiğimiz 4. sınıflardaki iki şubede toplam 45 öğrenci vardı. Mersin’in Akdeniz ilçesinde, küçük bir okuldayız ve öğrencilerimizin çoğu, ilçeye göçle gelen ailelerin çocukları. Çalışmada, kendi okulumdan öğretmen arkadaşım Nilgün Doğan ve İstanbul, Kadıköy 60. Yıl Anadolu İlkokulu’ndan Murat Tabakçı ile hep bu durumu göz önünde bulundurarak ilerledik.
İlk hedefimiz, kitaplar aracılığıyla çocukların hayal gücünün geliştirilmesine katkıda bulunurken, bu gücü günlük yaşamın içinde de kullanabilmelerini sağlamaktı. Çalışma sırasında öğrencilere, “Yazar bize ne anlatmak istemiştir, konunun özü nedir, neden böyle bir kitap yazılmıştır,” gibi sorular sorduğumuzda bir öğrencimiz, “Bence, Berk Mucit Oldu kitabında yazar, tüm çocukları, yani bizi de mucit olabileceğimize inandırmak istemiştir,” cevabını verdi. Amacımız, tam anlamıyla buydu.
Herkes mucit olur mu?
Ezbere dayalı eğitim sisteminin de etkisiyle, öğrencilerin bulma, keşfetme gibi konulara yaklaşımı ne yazık ki çok zayıf. Dolayısıyla, uygulama amaçlarımızdan biri, bulma, buluş ve icat etme konularında deneyim kazanmalarıydı. Okulun bulunduğu bölgenin sosyoekonomik koşullarının, çocukların yaratıcı yönlerini ifade etmelerine herhangi bir olanak tanıyamaması da yaratıcı okuma uygulaması çalışmamız için en temel gerekçelerden biriydi.
Başlarken öğrenciler, “Mucit nedir?” ve “Mucidin kişisel özellikleri nelerdir?” sorularının cevaplarını yazılı ve görsel olarak verdiler. Anlattıkları mucit karakteri, yaş olarak büyük ve genelde erkekti.
Okuma öncesi yaptığımız çalışmalardan biri, kitap kapağındaki yayınevi, yazar ve illüstratör bölümlerini kapatarak, sadece kapak görselini sınıf panomuza asmak ve bu görseldeki karakter hakkında temel sorular sormaktı. Çocuklar, kitabın başkahramanı Berk hakkında tahminlerde bulundular. Genelde onu kendi çevrelerinde, yakın oldukları arkadaşlarına benzettiklerini gözlemledik.
Uygulama adımlarımızdan biri de “Durum, Duygu ve Düşünce” çalışmasıydı. Aslında bu, Sosyal Bilgiler dersindeki bir etkinlikti, ama biz onu kendi çalışmamıza uyarladık. Kitabın okunması aşaması da çok farklı ilerledi. Önce kitabı, kendi sınıfına okutan başka bir öğretmen arkadaşımızdan ödünç aldık. Çünkü eğer beğenirsek, öğrencilerimizle çalışmaya başlayacaktık. Kitabı gören öğrencilerimiz, görselleri çok beğendi ve kitaptan önce desenlerle tanıştılar. Bir süre sonra kendi kitapları da gelince, öğrenciler hep birlikte sınıftaki panoya yöneldiler. İlk tahmin ettikleri ve resimlerde gördükleri karakteri incelediler.
Okuma sürecinde ise kitapta en çok gördükleri kelimeleri sıraladılar. Doğal olarak, gündelik yaşamda çok da aşina olmadıkları, hiç karşılaşmadıkları eşya ve kavramların isimleriydi bunlar.
Uygulamamız, “Yazarla Berk nasıl tanışmış olabilirler?” gibi tahmin yürütme çalışmalarıyla devam etti ve çocuklar, kitapta en beğendikleri bölümleri görsel olarak anlatmaya başladılar.
Mucit olmak istiyorum, yardım eder misin?
Çalışmanın en keyifli adımlarından biri, “Bir mucit olsan, neyi icat etmek isterdin?” kısmıydı. Çok ilginç ve eğlenceli icat fikirleri ortaya attılar. Başlarken üzerinde durduğumuz “Duygu, Durum ve Düşünce” çalışmamızın olumlu etkisini burada gördük. İcatlar belli bir durum ve duygudan esinlenen, iç mantığı olan fikirlerdi. Örneğin, babası motosikletle işe giden bir çocuk, “suyla çalışan araba” icat etmek istemişti.
Renkli ve ilginç cevaplar aldığımız bir çalışma da “Berk 100 Yaşına Geldiğinde…” adlı bölümdü. Çocuklara 100 yıl sonrasını sorsak da, onlar işi daha ciddiye alıp 100 yıl sonrasından daha ötesini anlattılar ve kafalarındaki “sonra”nın öyküsünü yazdılar.
Uygulamanın son adımlarında, yazar Kaan Elbingil, öğrencilerin kitapla ve kendisiyle ilgili gönderdiği soruları video aracılığıyla cevapladı. Elbingil’in cevaplarının bulunduğu videoyu sınıfta öğrencilerle birlikte izledik. Burada en dikkati çeken noktalardan biri, çocukların bu buluşmada, “Yazar olmak istiyorum,” demek yerine, “Mucit olmak istiyorum, yardım eder misin?” diye sormaları oldu. Çalışmayı sonlandırırken, çocuklar kendi icatlarını yaptılar ve bunları sergilediler.
Biz çalışmayı gerçekleştiren öğretmenler olarak umutluyuz. Çünkü kitabı görünce hâlâ heyecanlanan çocuklar, tüm bunları üreten edebiyatçılar ve yayıncılar, kitapları doğru ve etkili kullanmayı başaran eğitimciler var.