En güçlü sevinçleri dillendiren öyküler…

“Zeynep Cemali Öykü Yarışması’nda 2023 temamız, ‘sevinç’ti. Hepimizi kedere boğan büyük depremler en çok da çocukları, gençleri derinden yaraladı. Yarışmamıza katılan gençler de, sevinç taşan öyküler yazamadılar ama sevincin felsefesine kafa yormuşlar.” 

Öyküleriyle ve romanlarıyla edebiyatımızda iz bırakan sevgili Zeynep Cemali’yi, adını taşıyan bu öykü yarışmasının 13. yılında yeniden ve yeniden sevgiyle selamlıyoruz. Hep söylediğimiz gibi, gençlerimizin Türkçe’yi en güzel yazması, konuşması, düşüncelerini onunla en güzel ifade etmesi, eğitimciler kadar bizlerin de amacı.

Zeynep Cemali Öykü Yarışması’na geçen 13 yıl içinde, yurdun her köşesindeki 6, 7, 8. sınıflardan 6 bin dolayında öğrenci katıldı. Bunların arasından 46 gencin öyküsü ödüllendirildi; 69 gencin öyküsü de yayımlanmaya değer bulundu. Bu yıl temamız, “sevinç”ti. Hepimizi kedere boğan büyük depremler en çok da çocukları, gençleri derinden yaraladı. Yarışmamıza katılan gençler de, sevinç taşan öyküler yazamadılar ama sevincin felsefesine kafa yormuşlar.

 

Seçici kurulumuz (Aslı Der, Başar Başarır, Haydar Ergülen, Irmak Zileli ve Müren Beykan) yine titizlikle sürdürdüğü değerlendirmenin ardından 3 gencimizin öyküsünü, eşit ödüllendirilmek üzere seçti. Dikkati çeken 5 öykü ise, Ödüllü Öyküler Kitapçığı‘nın “Dikkati Çeken Öyküler” bölümünde yayımlanmaya hak kazandı. Yarışmaya katılan bütün öğrencilerimizi, onları edebiyata yakınlaştıran sevgili öğretmenlerini, destekleyen ailelerini canı gönülden kutluyoruz.

Bu yıl, 31 ilin çeşitli okullarından 300’e yakın öykü çıkageldi. Bilim ve sanat merkezlerinin ilgisi devlet okullarını geçmişti. Kız öğrenciler (208 öykü), delikanlıların katılım sayısını ikiye katlamış, 6. sınıflar diğer sınıfları geride bırakmıştı (143 öykü). En çok öykü yollayan iller İstanbul (105), İzmir (41) ve Ankara’nın (45) yanı sıra Denizli, Kocaeli ve Sakarya oldu.

2023’ün ödüllü öyküleri…

Şimdi ödüllü gençlerimizi ve öykülerini tanıyalım.

“Sağ elinin üstündeki o derin yara izine takıldı gözü. O uğursuz günün hatırasıyla yarası sızlamaya başladı sanki yeniden. Gözlerinin önünden silinmeyen o toz bulutu; un ufak olmuş beton parçalarından, paslı demirlerden, kırık camlardan ve tanınmaz hale gelmiş envaiçeşit eşyadan oluşan o enkaz yığını…”

Sivas’ta, artık 8. sınıf öğrencisi olan Ayşe Nihan Sert, ödül kazanan “Bir Aile Fotoğrafı” adlı öyküsünde, deprem felaketinde yitirdiği ailesinin acısını eski fotoğraflarda dindirmeye çalışan kahramanıyla tanıştırıyor bizi. Antikacıları dolaşarak eski fotoğraflar arayan Umur’un öyküsünü, seçici kurul şu gerekçeyle ödüle değer buldu: Memleketin güncel meselesini bireysel çerçeveden, güçlü bir kurguyla aktardığı ve okuru çok hüzünlü bir yolculuğa çıkardıktan sonra sevinçli bir sonla buluşturduğu için…

Sevgili Nihan’ı yürekten kutluyoruz.

“Herkes bindikten sonra birkaç saniye bekledim ve kapılarımı gıcırtıyla kapattım. Vatman Haydar Bey’in dokunduğu bir tuşla, o aşina olduğum duygusuz anons sesi duyuldu: ‘Sıradaki durak: Üniversite.’ Rayda rüzgâr gibi kaymaya başladım. Etrafımı saran yeşil teller de benimle kayıyordu…”

Samsun’da, artık 7. sınıf öğrencisi olan Elfida Birgül, ödül kazanan “Hurdalık” adlı öyküsünde, hayli yıpranmış bir metro treninin “zihnine girmiş” ve onun gözlemlerini, kaygılarını ve en sonunda da sevincini dillendirmiş. Seçici kurulun, Elfida’nın öyküsünü seçme gerekçesi de bu noktaya dayanıyor: Cansız bir nesneyi konuşturarak, insana dair evrensel bir derdi irdelerken başkasının yerine geçme becerisi göstermesi nedeniyle…

Hepimizi gülümseten Elfida’yı içtenlikle kutluyoruz.

“Sohbet ederek ev yolunun yarısını yürümüşlerdi. Ela dinlenmek için bir banka oturduğunda, kemancı arkadaşı omuzunu çınar ağacına yasladı. Bir yandan ayağıyla ritim tutarken sırt çantasından çıkardığı kâğıttaki notaları okumaya başladı. Mırıldandığı melodiyle ona ayak uyduran Leo, parmaklarını hayali bir piyanonun tuşlarında gezdirmeye koyuldu.”

İstanbul’da, artık 8. sınıf öğrencisi olan Zeynep Kaynar’ın “Gün Işığı ve Ay Parıltısı” adlı öyküsü, gündelik hayatın küçük sevinçleriyle kurulmuş. Seçici kurulun, okurunu, sanatçı olmayı hedefleyen üç kahramanın yalın ve derinlikli dünyasına davet eden bu öyküyü seçme nedeni şöyle: Dünyayı farklı algılayan kahramanların, müziğin gücüyle duydukları yaşama sevincini ve ekip çalışmasının bireyi zenginleştirmesini özgürce öyküleştirdiği için…

Sevgili Zeynep’i gönülden kutluyoruz.

Hastalıklardan iyileşmenin, depremden kurtulmanın sevinci…

“Sevinç”i bir öykü kurgusu içinde yazıvermek kolay değil. Sık sık, mutlu olmakla, mutluluk duymakla eşleştirilir. Gençler de öyle yapmış, 100’den fazla öyküde mutlu olunca sevinç duymuş kahramanlar. Bir yandan da, “sevinç”in ne olduğu araştırılmış, pek çok tanım yapılmaya çalışılmış: “Bir şey elde ettiğimizde duyulan mutluluk,” denmiş, “başkalarına yardım etmenin verdiği mutluluk,” denmiş, “sevinç anlıktır, mutluluk süreçtir,” diye tanımlanmış.

Elbette, en güçlü sevinçleri dillendirmek için çabalamış genç öykücüler: COVID-19 başta olmak üzere kötü hastalıklardan iyileşme, depremden kurtulma ya da depremzede kurtarma sevinci… en çok okuduklarımız oldu. 10’dan fazla gencimiz enkazlardan kurtulmanın mümkün olmasını dilemiş, kahramanlarını sevinçle kucaklamış.

İstanbul’da artık lise öğrencisi olan Duru Zümra Özdemir, “Yaşamak İçin” adlı öyküsünde, enkaz altındaki Selim’in ve komadaki Aslı’nın kurtuluşlarının sevincine, huzurevindeki Saliha Teyze’nin son günlerini oğlu ve kızıyla geçirmesinin neşesini ekleyerek, farklı sevinçleri peş peşe yansıtmış.

Aile olmanın sevincini yüceltenler, sevdikleriyle birlikte yaşayabilme mutluluğunun verdiği sevinci öyküleştirenler arasında, Ankara’da artık lise öğrencisi olan Duru Adıyaman dikkati çekti. Duru, “Ev” adlı öyküsünde, günlük rutininden bunalmış kahramanını bir kameraman titizliğiyle izliyor ve sonunda, yorgun argın akşam sofrasına oturan adam, eşiyle birlikte olabilmenin sevincini duyuyor. Akşam evde buluşma sevincini Ahmet Kerem Cansever (İstanbul’da artık 7. sınıf öğrencisi) de öyküleştirmiş; gün içindeki uğraşlarından yorgun aile bireylerini akşam sofrasında bir araya getirmiş.

Aile olmak üzerine farklı bir öyküleme kuran Mehmet Çınar Dündar da öne çıkanlardan. Ankara’da artık 7. sınıfta okuyan Çınar, “Boyacı Çocuk” adlı öyküsünde, “Sevinç öyle bir duygudur ki dostum, nerede, nasıl ve kimde bulacağını bilemezsin,” dedirttiği sokak çocuğu kahramanına sürpriz bir aile önermiş. Pek çok yarışmamızda olduğu gibi yine, yetimhane ve yetimlikten kurtulma hayali üzerine en az 9 öykü okuduk.

Yetişkinlere sevinç duyma dersi!

Tatile çıkmanın, denizde maviye bulanmanın sevincini yazanlar, sürpriz doğum günü partilerine sevinenler de çok olmuş. Bunlardan biri olan Özge Güneri (İstanbul’da artık 8. sınıf öğrencisi) “Sevinçliyim, Çünkü” adlı öyküsünde trafik kazasından kurtulma sevincini işlerken, kahramanına “bedeninin sevinç duymayı özlediğini” düşündürtmüş! Kocaeli’nde artık 8. sınıfta okuyan İrem Beyaz, “Kalimbama Düşen Mavilik” adlı hüzünlü öyküsünde, köyünün dağlarını bırakıp kente yerleşmek zorunda kalan kahramanını tatilde memleketine göndermiş, ona yeşili ve hep izlediği kartalı yeniden görme sevinci yaşatmış.

Yarışmamızın öykü kahramanları, en büyük sevinci sürpriz doğum günü partilerinde yaşamış. Şaşırtıcı sayıda “sürpriz parti” öyküsü okuduk. Hep unutuldu sanıp üzülmeler, sonra sürprizin coşkusuyla gelen sevinç! Tabii, bayram sevinçlerini yazanları da anmalıyız, büyük küçük sevenlerin, sevilenlerin buluşması, çocukları da, gençleri de ayrı etkiliyor mutlaka.

Yarışma kazanmanın sevinci atlanmamış, 10 öyküde yarışma heyecanını ve başarı sevincini okuduk.

Ama bir öyküde öyle tatlı bir sevince rastladık ki, gülümsetti: Çikolatanın verdiği neşe! Yoksul bir çocuk için özlemle beklenen bir sevinç olarak yer bulmuş öyküde. Kayla Liv Saydon (İstanbul’da artık lise öğrencisi) da, bir meydan saatini, engelli bir genç kızı ve küçük bir oğlanı bir araya getirdiği “Bir Umut Hikâyesi” adlı öyküsünde, hem babaya kavuşma hem de dondurma yeme sevincini harmanlamış. Bursa, Mudanya’da artık 8. sınıfta okuyan Ilgın Ayan, bir ağacın onu duyabilen bir çocukla arkadaş olma sevincini yazmış. “Yalnız” adlı öyküsünde, doğanın da sevgiden, sevinçten etkilendiğini yansıtmış: “Bu sevinç dalgası bana o kadar iyi geldi ki iyice büyüdüm. Dallarım uzadı, yapraklarım daha yeşil daha canlı oldu.” Isparta’da artık lise öğrencisi olan Azra Halıcı ise, dikkati çeken “Mogi’nin Denizci Şapkası” adlı öyküsünde yoksul bir çocuğun bahçelerindeki ağaçla dostluğunu anlatıp, kahramanına en sonunda, “Evimizdeysek mutluyuzdur ama sevdiklerimizle berabersek o zaman sevinç tam anlamıyla bizi bulmuştur,” dedirtmiş.

Tarihsel öykülere emek verenleri ayrıca kutlamak gerek; araştırarak yazmışlar. 11 öyküde, savaştan galip çıkma sevinci ve savaştan eve dönüp sevdiklerine kavuşma sevinci dramatik kurgularda anlatılmış. 100. yıl sevincini yazanlardan İstanbul’dan Kuzey Songür’ün (artık 7. sınıfta) “Üç Fedai, Bir Lider” ve Manisa’dan Öykü Naz Akyüz’ün (artık 7. sınıfta) “Minik Kalbin Yüzyıllık Sevinci” adlı öyküleri anılmaya değer. İstanbul’dan Beril Sarıkaya (artık 7. sınıfta), “Umudun Meyvesi” adlı öyküsünde, kız kahramanını erkek kılığına sokarak iki sevdalıyı Çanakkale Savaşı’na birlikte yollamış, Atatürk’le tanıştırmış, savaşın acılarının ardından büyük zaferin coşkusunu yaşatmış. Ayrıca, Atatürk’ün anıldığı 9 öyküye daha rastladık.

Okurken gülümseten en ilginç öykülerden biri “yetişkinlere sevinç duyma dersi” vermeyi düşünen Elif Bayram’ın “Mutluluk Okulu” adlı öyküsüydü. İstanbul’dan Elif (artık 7. sınıfta) öyküsünü, böyle bir okulun bir an önce açılması ve yetişkinlerin de çocuklar gibi sevinç duymayı, mutlu olmayı, hayattan keyif almayı “öğrenmesi” dileğiyle noktalamış.

Şimdi sırada yeni bir tema, yeni bir yarışma maratonu var. 2024 temamız belirlendi. Bu sefer, sevgili Zeynep Cemali’nin Çılgın Babam adlı öykü kitabından yola çıkarak, “macera” temalı öyküler bekleyeceğiz. Seçici kurulumuzda Doğu Yücel, İrem Uşar, Mehmet Erkurt, Sevin Okyay ve Dr. Müren Beykan görev alacak; yarışmanın raportörlüğünü Hande Demirtaş üstlenecek.

Dileriz, yakın coğrafyamızın bütün kederlerine rağmen, Cumhuriyet’imizin 100. yılı tüm ülkemize sevgi, barış getirsin.

2024 “macera”sında buluşmak üzere…

Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2023 kazananları ve ödül töreni için…