Umut Sokağı Çocukları, Uzak mı Yakın mı?

Ortaokul genelinde gerçekleştirilen uygulamada, Gülsevin Kıral’ın Umut Sokağı Çocukları adlı romanından yola çıkılarak göç ve göçmenlik, iletişim, komşuluk gibi temalar işleniyor.

Gülsevin Kıral’ın Umut Sokağı Çocukları adlı kitabıyla gerçekleştirdiğimiz yaratıcı okuma uygulamasını, 5, 6, 7 ve 8. sınıflardan 26 öğrenciyle birlikte yaklaşık 5 hafta sürdürdük.

Projemize başlarken, bir kitabın bizi uzaya, yerin yedi kat altına, olmayan bir ülkeye götürebileceğine inandık. Kitaptaki kahramanlar en iyi arkadaşlarımız, en iyi özdeşim kurduğumuz kişiler olabilirler. Peki bir kitap, bambaşka bir ülkeden gelen, hiç tanımadığımız, dilimizi ve kültürümüzü bilmeyen biriyle dost olmamızı sağlar mı? İşte Gülsevin Kıral’ın Umut Sokağı Çocukları adlı romanıyla bunu başardık.

Aynı gökyüzünü paylaşan, aynı kentte yaşayan, aynı sokaklarda ve parklarda oynayan ama birbirini hiç tanımayan iki öğrenci grubunu bir araya getirdik. 20 gönüllü öğrencimle altı göçmen öğrencimizin yüreklerini birleştiren bir gönül köprüsü kurduk. Göçmen çocuklar, göç ettikleri ülkede kendileri gibi çocuk olan arkadaşlarıyla tanışma, onlarla iletişime geçme ve kendilerini ifade etme şansı bulsunlar diye bu romanı özellikle seçtik. Uygulama, göçmen çocukların dili olsun istedik.

Öncelikle 20 gönüllü öğrencimle romanı okuyarak çalışmaya başladık. Önce karakterleri değerlendirdik, sonra da önyargı, umut ve savaş gibi kitabın öne çıkan temalarını tartıştık.

Göçmen öğrencilerle yakınlaşma…

Okulumuzda göçmen öğrenci olmadığı için, Burdur’daki farklı okullarda öğrenim gören Suriye, Somali ve Afganistan’dan altı öğrenciyle tanıştık. Kitabımızı onlara hediye ederek ilk adımı attık. Hemen ardından, okulumuzdaki öğrencilerle göçmen öğrencileri çevrimiçi bir buluşmayla tanıştırdık. Göçmen öğrencilerden, ülkemize ve Burdur’a geliş hikâyelerini dinledik. Onlar da kitabı okuyarak sürece dahil oldu.

Çevrimiçi buluşmalarımızda birbirimizi daha yakından tanımak ve karşılıklı önyargılarımızı kırmak için planladığımız “En Etkinliği”nde 30 soru soruldu, 30 cevap alındı. Bu soru cevap yöntemi iki tarafın da daha iyi kaynaşmasını, ilginç sürprizlerin yaşanmasını sağladı. Örneğin, en sevdiği türkünün “Mihriban” olduğunu söyleyen Afgan öğrencimiz Nilüfer için, aynı zamanda hemşehrimiz olan TRT sanatçılarından Uğur Ömür’den bu türküyü söylemesini rica ettik.

Uygulamamıza katılan göçmen öğrenciler uzun zamandır Burdur’da yaşamalarına rağmen, şehrimizi, şehirdeki tarihi ve doğal güzellikleri bilmiyorlardı. Buradan yola çıkarak, öğrencilerimiz kendi aralarında görev dağılımı yaptı ve Salda Gölü, Kibyra Antik Kenti ve İnsuyu Mağarası gibi bölgenin değerlerini tanıtıcı sunumlar hazırladılar. Şehrimize özgü yemekleri anlattılar.

2021, İstiklâl Marşı’nın kabulünün 100. yılıydı. Öğrencilerimiz, aynı zamanda Burdur milletvekili de olan şair Mehmet Akif Ersoy’u tanıtmak için “10 Adımda Mehmet Akif Ersoy” başlıklı bir sunum hazırladılar. Mustafa Kemal Atatürk’ü, Kurtuluş Savaşı’nı ve İstiklâl Marşı’nın önemini anlattılar.

Göçmen öğrencilerimiz de kendi yemek kültürlerini, yerel kıyafetlerini, halk danslarını ve geleneklerini tanıtan sunumlar yaptılar. Böylece iki grup arasında önemli bir kültür alışverişi sağlandı.

Önyargıları yıkan yeni dostluklar…

Uygulamamızın diğer adımı da iki grup arasında mektup ve kitap kardeşliğiydi. Birbirleriyle rahatça dertleşebilmeleri ve daha yakından tanışabilmeleri için yazma ve okuma eylemlerini deneyimlemeleri de önemliydi. Bazıları mektup arkadaşı olurken, bazıları da kitap kardeşi oldu. Hatta bazısı hediye ettiği kitabın içine, neden bu kitabı seçtiğini açıklayan mektuplar iliştirdi. 7. sınıf öğrencilerimizden biri de göçmen arkadaşlarının portrelerini çizdi ve bunları çerçeveletip kendilerine hediye ettik.

 

Okulumuzdaki öğrencilerle “Basında Göçmenler” başlıklı bir çalışma daha yaptık. Göçmen vatandaşların yaşadıkları sıkıntıları ve başarı hikâyelerini konu edinen haberleri araştırdılar ve sunumlar yaptılar. Bu sunumların ardından hep birlikte mevcut sıkıntılar ve hikâyeler üzerine sohbet ettik.

Çalışmamızın en özel adımlarından biri de öğrencilerimizin yazar Gülsevin Kıral’la Zoom aracılığıyla buluştuğu çevrimiçi söyleşiydi. Hem Burdurlu öğrencilerimiz, hem göçmen öğrencilerimiz, hem yazarımız için değerli paylaşımların yapıldığı, oldukça duygu dolu bir söyleşi oldu.

Bu söyleşinin de etkisiyle, öğrenciler, başlarken tartıştığımız, kitabın öne çıkan temalarını konu edinen öyküler, şiirler ve denemeler kaleme aldılar. Göçmen öğrencilerimiz de, Umut Sokağı Çocukları kitabını okumadan ve uygulama çalışmasına katılmadan önceki duygularıyla sonraki duygularını anlattıkları deneme ve öyküler yazdılar.

Pandemi nedeniyle sürekli çevrimiçi görüşen öğrenci grubumuz, çalışmanın sonunda okulumuzun bahçesinde bir araya geldi. Oyunlar oynandı, danslar edildi, türküler söylendi, kitap ve mektup alışverişi yapanlar sohbet etti. Önyargıları yok eden, yeni dostluklar kurulmasına aracı olan ve hiç unutulmayacak anılar biriktiren bu çalışma, hepimizi gerçek “umut sokağı”yla tanıştırdı.