Yaratıcı okuma uygulaması
Kütüphaneci Serap Özyurt, Behiç Ak’ın sevilen İstanbul öyküsü Vapurları Seven Çocuk üzerine FMV Işık Okulları’nın 3. sınıf öğrencileriyle gerçekleştirdiği yaratıcı okuma uygulaması sürecini aktarıyor.
Çalışma için öncelikle, “Gülümseten Öyküler” dizisindeki 10 kitabın bütün temalarının hangi konularda kullanılabileceğini inceledim. Behiç Ak kitapları, neredeyse
altı ana temayla birleştirilip, 2, 3 ve 4. sınıflarda rahatlıkla uygulanabilirdi.
Kütüphaneci olarak benim dikkatimi çeken şeylerden biri, kitapları okuyup önerme çalışmalarını yaparken, birçok temayla birleştirilebilen kitapların özellikle “kim olduğumuz” temasıyla çok eşleştiğini fark etmekti. İnsan olduğunu anlama, özellikle çevresinin farkına varma, kendinin farkına varma gibi konuları belirledik. Temalara dair sorgulayıcı sorular çıkardık. 3. sınıfların bu ünitesi altı hafta sürüyordu. Biz ilk haftayı okuma sürecine, kalan beş haftayı da inceleme sürecine ayırdık. Ana sorgulamalarımızdan birincisi, zaman hakkında sorgulama ve evlerdi. İnsanların yaşadığı yerlerin zamanla değişime uğraması ve özellikle, kitaptaki Fırat’ın bu konudaki tutumu ve davranışları üzerine tartıştık.
Kitabı aile açısından da sorgulattık. Kitabın temelinde, aileyle ilgili doğrudan bir tema olmamasına rağmen, kitabın kahramanı Fırat’ın ailesinin yalnızca annesinden ve kardeşinden oluştuğuna dikkat çektik. Kitapta açıkça bir baba figürü verilmemişti. Buna karşın Fırat, çok mutlu ve başarılı olabilen bir çocuktu. Kitap bunları doğrudan söylemiyor ve anlatmıyordu, ama biz çocuklardan soru-cevap yöntemiyle bunun yorumunu aldık. Bu örnekte olduğu gibi, öğretmenlerimiz mevcut sorulara eklemeler yaptılar. Bu sorulardan bazıları, yaşadığımız yerin geçmişine nasıl sahip çıkarız; yaşadığımız yerlerde hangi açılardan değişimler oluyor idi.
Çocuklarla şehri gezerek, nasıl değişimler olduğunu, evlerindeki ve ailelerindeki değişimleri sorgulamalarını istedik. Bu sorgulamaya, örgütlerin yapısı ve işlevinde ailenin konumunu, topluluk içinde nasıl yaşanabileceğini de ekledik. Çocuklar, İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’ne katılarak, kendi tasarladıkları vapurların nereye götürülmesini istediklerini çizdiler. Çok görkemli bir şey olsun istediler ve ortaya çıkanlar saltanat vapuru gibi oldu. Bir öğrencimiz, çalışmasının altına, “Uçan dondurmaların olduğu bir yere gitmek istiyorum,” yazmıştı.
Çocuk Bienali sırasında öğrencilerimiz, tamamen atık malzemelerden bir üretim süreci de geçirdiler. Üçboyutlu karakter kartları yaptılar. Kitabın karakteriyle ilgili
bazı özellikleri yazmalarını ve konularıyla ilgili sorgulama maddelerini, soruların cevaplarını da bunların altına yazmalarını istedik. Bienal; farklı materyal, teknik ve
disiplinleri kullanmaları, ürünlerini nitelikli bir platformda izleyiciyle buluşturmaları açısından iyi bir deneyimdi.