Dünya Yayıncılığının 2022 Vizyonu

Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) Başkanı, ülkesi Birleşik Arap Emirlikleri’nin deneyimli yayıncısı Bodour Al Qasimi, dünyada kitap endüstrisinin geleceğine ilişkin öngörülerini Türkiye’deki meslektaşlarıyla paylaşıyor.

Bu yıl Temmuz ayında İstanbul’a yaptığım son gezide aranızdan tanışma fırsatı bulduklarımla tekrar buluşmaktan, Türkiye yayıncılık sektörünün diğer önemli oyuncularıyla da bu vesileyle iletişim kurabilmekten çok mutluyum.

Türkiye Yayıncılar Birliği üyeleriyle buluştuğumda, kendilerinin sektörünüz ve kültürünüz konusunda ne kadar ciddi, hevesli ve tutkulu olduklarını anladım. Ayrıca, özellikle şu anki küresel sağlık krizi bağlamında da, yayıncılar olarak karşı karşıya bulunduğunuz zorlukları sizlerden dinledim.

2022’de vizyonumuz “umut”!

Aslında pandemi, dünya genelinde endüstrimiz için bu denli zor ve yıkıcı bir döneme neden olmasına rağmen, işlerimizi rayına oturtmak ve gelecekteki büyümemizin temellerini oluşturmak için ne yapılması gerektiği konusunda hepimize çok daha fazla netlik kazandırdı.

Dolayısıyla, 2022 vizyonumun bir “umut vizyonu” olduğunu büyük bir inançla söyleyebilirim. Yayıncıların dayanıklı, yaratıcı ve yenilikçi olduklarından eminim. Biz yayıncıların zorlukların üstesinden gelme konusunda çok eskiden gelen bir mirasımız, tarihçemiz var. En ciddi engellerle karşılaştığımızda bile her zaman hayatta kaldık ve başarılı olduk.

Ayrıca zamanla tüm dünyada kitap fuarları, okuryazarlık kampanyaları, çocuk okuma etkinlikleri gibi hibrid ve çevrimiçi kitap etkinliklerinin “yeni normal”ine uyum sağlandıkça, kitap satışlarının yeniden artmaya başlayacağından ve yeni iş olanaklarının kendini göstereceğinden de eminim.

“Yeni normal”, pandeminin başladığı 2020 ilkbaharından bu yana köklü değişikliklerin gerçekleştiği anlamına geliyor. Yayıncılar olarak bu değişikliklere uyum sağlamak zorundayız. Ancak bu şekilde işlerimizi, sektörümüzü sürdürebilir ve büyütebiliriz.

Uyum sağlayabilmek, dünyamızı şu anda yöneten ve öngörülebilir gelecekte yönetecek mevcut ve gelecek eğilimlere dürüst bir şekilde bakabilmek için, “olağan iş” yaklaşımımızı yeniden düşünecek kadar cesur olmamız gerektiği anlamına geliyor. Gelişen bu yeni eğilimlerden yararlanabilmek için iş modellerimizi, en önemlisi de becerilerimizi ve zihniyetlerimizi adapte etmeye hazır olmamız gerekiyor.

Ben de bir yayıncı olarak, bunu söylemenin yapmaktan çok daha kolay olduğunu biliyorum. Ancak IPA (Uluslararası Yayıncılar Birliği) Başkanı sıfatımla, 2022 ve sonrasında ilerlemenin tek yolunun uyum sağlayabilmek olduğunu da biliyorum. Bizler IPA olarak, yayıncıların taşıdığı yükün farkındayız ve onları desteklemek, omuzlarındaki yükün bir kısmını almak için mümkün olan her şeyi yapıyoruz. Üyelerimizle iyi uygulama örnekleri, vaka çalışmaları paylaşmak ve ileriye yönelik rehberlik sunmak için yüz yüze ya da sanal ortamda gerçekleştirdiğimiz buluşmaların yanı sıra, IPA tarihinde bir ilk olan IPA Akademisi’ni başlatıyoruz.

Küresel ölçekte, yenilenmiş bir dayanışma duygusu…

Amacımız, dünya genelindeki tüm yayıncıların, dijital içerik oluşturma, çevrimiçi satış ve pazarlama, pazar eğilimlerini daha iyi anlamak için güvenilir veri toplama sistemleri geliştirme gibi modern uygulamalara hızla ayak uydurmalarına yardımcı olmak.

Çevrimiçi gerçekleştirilecek bu uzmanlık dersleri, yayıncılık iş gücünü küresel ölçekte geliştirmemize yardımcı olacak ve bu yetişmiş iş gücü, işletmeleri için gelecekte de çalışacak stratejiler oluşturabileceklerdir. Beceri geliştirme ve dijitalleşme operasyonları, özellikle orta ölçekli yayıncıların çoğunluğu oluşturduğu sektörümüz için acil bir gerekliliktir.

Beceri geliştirme, toparlanmamız için kesinlikle önemli bir bileşen olsa da, dayanışma ve karşılıklı desteğin de aynı derecede önemli olduğu açıktır. Pandemiden bu yana, küresel ölçekte yayıncılar arasında yenilenmiş bir dayanışma duygusuna tanıklık etmekten dolayı mutluyum. Şaşırdığımı söyleyemem, çünkü tüm farklılıklarımıza rağmen hepimiz bu sektöre olumlu bir değişim yaratma tutkusuyla katıldık.

Dijital korsanlık, tek bir yayıncıyı ya da pazarı etkileyen bir şey değildir. Bu tüm yayıncılar için, tutarlı ve kollektif biçimde baş edilmesi gereken bir tehdittir.

IPA olarak açık bir strateji ve eylem planıyla bu dayanışmayı bir üst seviyeye taşımak istiyoruz. Bu nedenle, Uluslararası Sürdürülebilir Yayıncılık ve Endüstri Esnekliği –kısa adıyla InSPIRe Planı’nı başlatmak için danışma toplantıları düzenliyoruz. Amacımız ve umudumuz, bu planın matbaalar, dağıtımcılar, kitapçılar, kütüphaneler, çizerler, yayıncılar ve diğerleri de dahil olmak üzere, yayıncılık değer zincirindeki tüm halkalar arasındaki iletişimi, dayanışmayı ve işbirliğini güçlendirmesidir.

Yayıncılar arasındaki dayanışma, yalnızca işlerimizi sürdürülebilir bir şekilde büyütmemize yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda varlığımızı tehdit eden zorluklarla yüzleşmemize de yardım edecektir. Bu tarz zorluklardan biri dijital korsanlıktır. Dünya, eğitim, okuma ve eğlence için çevrimiçi kaynaklara yöneldiğinde dijital korsanlıkta büyük bir artış oldu. Dijital korsanlık, tek bir yayıncıyı ya da pazarı etkileyen bir şey değildir. Bu tüm yayıncılar için, tutarlı ve kollektif biçimde baş edilmesi gereken bir tehdittir.

Bazı ülkelerde hükümetler, mevzuat ve yaptırım mekanizmaları açısından daha öndeyken, diğerleri çok geride kalıyor ve bizleri bir yazarın çalışmasını, bir yayıncının yatırımını çalan korsanlara karşı savunmasız ve çaresiz bırakıyor.

 

 

 

 

 

 

Yayımlama özgürlüğü olmadan ilerleyemeyiz!

Avrupa ve dünyadaki diğer pazarlarda olduğu gibi Türkiye’de de dijital korsanlıkla karşı karşıya olduğunuza eminim. Telif haklarının korunması ilkesi ve dijital korsanlık konusunda, özellikle çocuklara ve gençlere daha fazla eğitim ve farkındalık sağlanmalıdır.

Dünya her gün daha fazla dijitalleşmeye yönelirken, sektörümüzün en önemli dayanaklarından biri olan yayımlama özgürlüğüne yönelik tehditlerin de arttığını gözlemliyoruz. Yayımlama özgürlüğü olmadan endüstrimizin gelişemeyeceği açıktır.

Toplumlarımız yayımlama özgürlüğü olmadan ilerleyemezler. Dünyanın birçok ülkesinde, yayımlama özgürlüğü ilkesinin saldırıya uğradığı örneklerin arttığını gördük. Sizler de Türkiye’de bu zorlukla karşı karşıyasınız. Birçok sansür ve kitap yasaklama vakası oldu. Türkiye Yayıncılar Birliği’ne, bu örnekleri belgeleme ve yıllık raporunda paylaşma konusundaki dikkate değer çabalarından dolayı teşekkür ediyoruz. Bu rapor, Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri ile birlikte, yayımlama özgürlüğü ilkesi için mücadele etme kararlılığınızı göstermektedir. IPA olarak bizler de, bu temel hakkı savunmaya yönelik tüm çabalarınızın arkasındayız.

Dünyanın hiçbir yerinde, kimin sesinin duyulacağına ve halkla buluşacağına devlet bürokratlarının karar vermesine izin veremeyiz, vermeyeceğiz. Temsil konusu, yayıncılığın olduğu gibi, kültürel çeşitliliğin ve kapsayıcılığın da merkezinde yer almaktadır.

Daha özgün, daha yerel seslerin zamanı…

Pandemi, gerek kadınlara, gerek azınlıklara ya da diğer marjinal seslere karşı zaten var olan eşitsizlikleri daha da gün yüzüne çıkardı. Bu durumu, yaptığımız işlerde ve toplumlarımızda söz konusu eşitsizlikleri ele almak için bir fırsat olarak kullanmak bizim görevimiz.

Dünya farklı öykülerle dolu ve şu anda dünya genelinde tüm okurlar daha özgün ve yerel sesler duymak istiyorlar. Bu, sizler için olduğu gibi yükselen ve gelişen pazarlardaki tüm yayıncılar için büyük bir fırsat. Bu fırsatın gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak için, iki adımın dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum:

  1. Uzak pazarlardaki okurlara ulaşabilmek için sağlam bir dijitalleşme stratejisi.
  2. İşbirliklerinde dünya genelinde gerçek bir çeşitlilik.

Geleneksel olmayan pazarlardaki yayıncıların, artık potansiyel ticari girişimlerle ilgili fikirlere ve tartışmalara daha açık olduğunu düşünüyorum. Pandemi bu eğilimi hızlandırdı ve biz de IPA’da bunu son derece teşvik ediyoruz.

Hibrid, sanal ya da yüz yüze gerçekleştirilen kitap fuarları ya da diğer etkinliklerde karşılaşabileceğiniz bu tür fırsatlardan yararlanmanız sizler için harika olacaktır. Bu tarz etkinliklerden biri de, Kasım 2022’de Endonezya’nın Jakarta kentinde gerçekleşecek olan 33. Uluslararası Yayıncılık Kongresi. Bu kongre, dünyanın dört bir yanından meslektaşlarınızla tanışmak ve anlamlı diyaloglar başlatmak için büyük bir fırsat olacaktır.

Temmuz 2021’deki ziyaretim sırasında ana hatlarıyla belirttiğim gibi, biz IPA olarak sizleri, Türkiye Yayıncılar Birliği’ni desteklemek ve Türkiye’de yayıncılığın bir sonraki döneminde yol almak için gereksinim duyabileceğiniz her türlü yardımı ya da rehberliği sunmak üzere buradayız.

Geçmişte olduğundan çok daha fazla el ele vermemiz, ayrıca uyum sağlamamız ve daha çevik olmamız gerektiği açık. Sektörümüzün geleceği konusunda çok iyimserim. Bunun da ötesinde, sektörümüzün birlikte yazacağımız yeni bölümü için heyecanlıyım.