Edebiyattan yaşam odalarına açılan yol…

Üç ay önce, bir Haziran günü çıktık yola… Edebiyatı dert edineceğimizi, zirvelere ve uçurumlara dikenli, sarp yollardan yürüyeceğimizi söyledik. Keçi’yi çıktığı ilk yolculukta yol boyunca karşılayan, selamlayan ve yoldaşlık edeceğini işaret eden edebiyat, sanat, medya, eğitim ve akademi dünyasının desteği çok değerli.

Keçi projesini ilk tasarladığımız zaman, edebiyatımızın pek çok usta kalemine yer veren ÖZEL SAYI’nın neye benzeyeceğini az çok biliyorduk. Günışığı Kitaplığı’nın 2010 yılından bu yana düzenlediği 10 konferansın içeriği önümüzde duruyordu. Eğitimci, kütüphaneci, akademisyen, yayıncı, sanatçı, çevirmen, tasarımcı ve editörler için dopdolu, kılavuz niteliğinde bir içerikti bu.

Keçi’nin bu sayıda da düşünceye yol açan soruları var: Edebiyat gerçek midir? Fantastik edebiyat okumaya zamanımız var mı? Okul sahiden çocuğun özgürleşme alanı mıdır ? Luther neyi çevirmek için kasaba gitmişti? Fareler ve İnsanlar ne kadar müstehcendir? Ejderhalardan asıl kimler korkuyor?

John Steinbeck “Yaşayan her şey kutsaldır,” diyor; çünkü insana inanıyor. İnsanın karşısında duran her şeyi, özellikle de sistemi, edebi gücüyle deşifre ediyor. İlk sayıda, bu dünyanın
çocuklarının rüyalarını onlar ölmeden, öldürülmeden kaleme almak gerektiğini vurgulamıştık. Keçi, şimdi bu çocukların yaşam odalarına girdi ve onlarla büyüyor, yürüyor. Tıpkı Steinbeck gibi, yaşayan her şeye, enkaz altındaki vicdanlara, insana ve sanata inanarak yeni yollar açıyor.

Siz bu sayıyı okurken, Keçi çoktan başka yollara çıkmış olacak. 18 Ekim’de Kadir Has Üniversitesi’nde dördüncüsü düzenlenecek çocuk ve gençlik edebiyatı ve yayıncılık konferansı Zeynep Cemali Edebiyat Günü’nde, sonra da 8 -16 Kasım tarihlerinde 33. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda buluşmak, edebiyatı konuşabilmek umuduyla…