Güzel bağımlılık güzel

Yazarlıkta 50 yılı geride bırakan, usta öykücü ve romancı Necati Tosuner, hayranlık uyandıran kalemiyle tutkunu olduğumuz okuma dünyasına değiniyor, Keçi’nin patikalarında yeni yollar açıyor.

Hadi, biraz patikadan dolaşarak gelelim…

Yazarken.. yazmaktayken.. yazınca.. yazmayı başarınca aldığımız –sevince de dönüşen- bir haz duygusu var.

Yoksunluğu çekilen ve yerine konulunca bir doygunluk yaşatan… Hep de bir ürperti olarak kendisini gösteren, gözlerimizi kapayınca daha iyi gördüğümüz bir haz duygusu…

Evet, alışkanlık yapan. Bağımlısı olduğumuz: Yazmak.

≈ ≈ ≈

Kitap okurken kapılıp gittiğimiz bir şey var. Bizi çekip götürüyor: Yetişemiyoruz.. tutamıyoruz.. ardından koşmazsak kaçtı kaçıyor.. bir düşlem gücü.. anlamış olmanın sevinci.. hiç yaşamadığın bir dünya işte, -beyninde.

Ona erişmiş olmak.. ona sanki erişmiş gibi olmak: Coşkunlukla gelen bir dinginlik, doygunluk veren bir haz duygusu…

Evet, bir tutku. Hastasıyız hastası: Okumak.

≈ ≈ ≈

Kitap okumaktan alınacak haz duygusunu, çocuklara tattırmak.. sevdirmek.. yaşatmak, onların çocukluk sonraları için de iyi bir şey yapmaktır.

Okumakla, yapmadan yaşanılmış şeylerin zenginliğine kavuşulur.

Okumakla, görünmeyen.. bilinmeyen.. yaşanılmayan -hem de çok yakından- görülür, bilinir, yaşanılır!

Yaklaşan tekil dünyada, yalnızlığın tadını çıkaracak olmak da cabası…