Bursa Nilüfer Belediyesi Kütüphaneleri Müdürü Şafak Pala, bugünün dünyasında kütüphanelerin toplumsal dayanışmaya ve bilgiye erişimdeki eşitsizliğin ortadan kaldırılmasına etkisini, çağı yakalayan kütüphanecilerin okuma kültürü için önemini anlatıyor. Hızına yetişemediğimiz bir dünyada soluk alıp veriyoruz. Sanki, bir gün 24 saat değil, bir yıl 365 gün hiç değil. Bir saniyeymiş gibi geçen saatler, bir saatmiş gibi geçen günler, bir günmüş gibi geçen devamı için…
Geçen mayıs ayında yarışmamız, 500’ün üzerinde öyküyle sekizinci kez sonlandı. Gençler bu yıl, “kararlılık” temasını, çeşitli insanlık halleriyle ve hatta hayvanların dünyasında biçimlemişlerdi. Ustaca öyküleri, seçici kurulumuzu hayran bıraktı. Etkileyici öykülerin arasından, “kararlılık”ı bir öykü kurgusu içinde en iyi ifade eden üç gencimiz eşit ödüllendirilmeye hak kazandı. Seçici kurulda benimle birlikte emek veren Çiğdem Sezer’e, Fadime Uslu’ya, Semih Gümüş’e ve devamı için…
20 yıl sonra nasıl bir yayıncılık olacak? Kitaba, yayınevlerine ne olacak? Metis Yayınları’nın kurucularından, editör, çevirmen Müge Gürsoy Sökmen ile Günışığı Kitaplığı’nın kurucusu, Genel Yayın Yönetmeni, yazar Mine Soysal yayıncılığımızın gelecek hayalini kuruyor. Mine Soysal: 20 yıl sonraya gidiyoruz, yıl 2038-2040. Hâlâ kitap var mı? Müge Gürsoy Sökmen: Ben iyimser şapkamı takarak konuşacağım. Öncelikle, “Dünya hâlâ var mı?” sorusuna “evet” devamı için…
Deneyimli yayıncı Metin Celâl, dünyanın en büyük kitap fuarı olarak kabul edilen Frankfurt Kitap Fuarı’na ve 70. yılına ilişkin izlenimlerini paylaşıyor; yayıncılığımızın yurtdışında temsiline ilişkin güncel bir çerçeve çiziyor. Frankfurt Kitap Fuarı’na ilk kez 1989’da gitmiştim. Bu yıl 30. kez oldu. Fuar da 70. yılını kutladı. Aradan geçen 30 yılda fuarın nasıl bir değişim geçirdiğini düşündüm. O yıllarda Frankfurt’ta yeni devamı için…
Yazarlık veriminin yanı sıra gazeteci kimliğiyle de tanınan Mine Söğüt, günümüz dünyasında edebiyat ve medya gibi iki apayrı disiplin arasında tanık olduğu endişeleri dillendiriyor, gelecek umudu kurabilmemiz için geçmişten gelen kabullenişleri düşündürüyor. Beni 68 kuşağı büyüttü. Çocuğuna, kendi öğrendiği ve yeni keşfettiği şeylerin dışında farklı bir eğitim vermeye çalışan bir anne babanın çocuğuydum. Daha okuma yazma öğrenmeden önce, Nâzım Hikmet şiirlerini devamı için…
Kırmızı Kedi, Arasta ve Emek Kitap’ın sahibi Haluk Hepkon; D&R Genel Müdür Yardımcısı Cem Özyiğit ve Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, Günışığı Kitaplığı Genel Müdür Yardımcısı Banu Ünal’ın sorularını cevaplıyor. Sektörün önemli isimleri, vadelerden iadelere, iskontolardan fiyatlandırmaya kadar kitap piyasamızı etkileyen önemli konuları tartışıyor. Banu Ünal: 2017’de ülkemizde 60.335 adet başlıkta, 408 milyona yakın bandrollü kitap üretildi. Perakende değeri olarak devamı için…
Can Yayınları Genel Yayın Yönetmeni, yazar Cem Akaş; çağdaş edebiyatımızın her yaşa seslenebilen yazarlarından Müge İplikçi ve şair, eleştirmen Ömer Erdem, edebiyat yayıncılığımızın önemli türlerinin güncel durumunu ele alıyor. Müge İplikçi: Hamlet’ten bir cümleyle başlamak istiyorum: “Kim dayanabilir zamanın kırbacına!” Yayıncılığa ve edebiyata emek verenler olarak, oldukça zor bir dönemden geçiyoruz. Yayınevleri yayın programlarını hazırlarken pek çok etkeni göz önünde devamı için…
Edebiyat yayıncılığına ve dergiciliğine 40 yıldır emek veren, saygın şiir ödüllerinin sahibi, şair Turgay Fişekçi, genç kuşakların yolunu aydınlatan birikimiyle geçmişten bugüne “yayıncı olmanın” görkemini ve duygusal kazanımlarını anlatıyor. Yayıncılık dünyasına adım attığımda, bugünkünden çok farklı bir ortam vardı. Kitaplar ve kâğıtlar at arabasıyla taşınırdı. Kurşun harflerle dizilirdi kitaplar. Bunların hepsi yok oldu ve yayıncılık çok daha kolay bir iş haline geldi. devamı için…
Öyküleri, romanları ve çevirileriyle çağdaş edebiyatımızın köşe taşlarından biri olan Pınar Kür, yazarlık yolculuğunun ilk durağı olan 1970’li yılların edebiyat ve yayıncılık ortamını, 12 Mart atmosferinde yazdığı ilk romanının yayımlanma sürecini anlatıyor. Attilâ’nın (İlhan) deyişiyle, birbirine, “Ben sana mecburum!” diyebilmesi gereken bir alana emek veriyoruz. Yayıncılık ve yazarlık, birbirine kesinkes mecbur, birbirini karşılama ve destekleme sorumluluğu olan iki meslektir. Doktor devamı için…
Türkiye’de her kesimden insanın ekonomik hortumun içine sürüklendiği zor bir dönemde, kitaba ve yayıncılığa emek verenlerin sektörel buluşması olan Zeynep Cemali Edebiyat Günü’nü geride bıraktık. Kitap fiyatlarının her gün daha çok tartışıldığı, kitabın acil ve temel ihtiyaç değil de lüks olarak görüldüğü, türlü engellemeye maruz bırakıldığı bir ülkede her endişe, her soru daha anlamlı artık. Biliyoruz ki Türkiye’de yayıncılık ezelden devamı için…