Keçi, yenilenmiş web yüzüyle yeni patikalarda…
2014’ten bu yana kültür sanat ortamına etki eden zorlu koşullara rağmen, ortak konuları, ortak meseleleri ve yeni çözüm yollarını işlemeye devam eden Keçi, zor bir pandemi yılının sonunda ve belirsizliklerle dolu bir yıla girerken yeni ve özgün içeriğiyle yeniden okurlarıyla buluşuyor.
Sürekli değişen, dönüşen, ihtiyaç kodları yenilenen, tasarımdan içeriğe kadar pek çok şeyi anlık olarak düşünmek zorunda olduğumuz bu dijital gezegende Keçi de yeni adımlar atıyor. İlk günden bu yana “her şeye rağmen” ve “inadına edebiyat” mottosuyla yoluna devam eden Keçi’yi zorlu yollardan, patikalardan yürüttük. Bu kez göktaşlarıyla kuşatılmış bir dijital gezegenin patikalarında siz sevgili okurlarımıza en sağlıklı biçimde ulaşmanın yolunu aradık.
Keçi 7. yılına girerken bugüne dek e-dergi formatında sunduğu benzersiz arşivi daha hızlı, daha rahat ve pratik bir kullanım için yenilenmiş web yüzüyle takdim ediyor. Her sayıda olduğu gibi yine dosya kapağıyla yayımlanan Keçi’nin yeni sayısını keciedebiyat.com adresine girer girmez kolaylıkla inceleyebilirsiniz.
Kitapların dünyasına…
Susan Sontag, 1996’da yazdığı “Borges’e Mektup” adlı kısa metninde şöyle der: “Kendimizi, geçmişte olduğumuz kişiyi, neredeyse her şeyi edebiyata borçlu olduğumuzu, kitaplar yok olursa tarihin de, insanların da kaybolacağını söylediniz. Haklı olduğunuza eminim. Kitaplar yalnızca rüyalarımızın ve anılarımızın gelişigüzel derlemeleri değildir. Bizlere kendimizi aşmanın yollarını da sunarlar. Kimileri kitap okumayı sadece bir kaçış olarak görür: Gerçek dünyadan hayali bir dünyaya, kitapların dünyasına bir kaçış. Oysa kitaplar çok daha fazlasıdır. Onlar, tamamıyla insan olmamızın bir yoludur.”
Kitapların dünyası. İnsanın ve dünyanın yazgısında yol açtığı mucizeler ve karşılaşmalar kadar, çokça derdi, çözülmeyi bekleyen problemi, somut ve soyut pek çok çıkmazı barındıran bir evren. Yeni sayıdaki konuklarımızdan Altan Erkekli, “Sanat ve edebiyat, sevgiyi başka türlü harmanlayan bir şeydir,” diyerek bu mucizelerden birini işaret ediyor. Gündüz Vassaf da sanatı, “insan türünün yaptığı en kalıcı iş” olarak tanımlıyor. Oya Baydar ise, “Edebiyat bizim hem sığınağımızdır hem de direniş mevziimiz, kalemizdir,” sözleriyle sesleniyor.
İşte tam da bu kaleyi savunmak adına, her yıl olduğu gibi kitaplara ve edebiyata emek verenler, yıllık yayıncılık konferansı 10. Zeynep Cemali Edebiyat Günü’nde bir araya geldi. Bu kez çevrimiçi gerçekleşen buluşmada, kitapların dünyasına dair güncel konular ele alındı, yine arşiv niteliğinde bir içerik ortaya çıktı.
Semih Gümüş, Nazlı Berivan Ak, Sanem Sirer ve Bahar Siber yayınevlerini bekleyen yeni dönemi masaya yatırdı. Kitaplara bağımsız emek veren editör Ayla Duru Karadağ, çevirmen Duygu Akın ve illüstratör Zeynep Özatalay cümlelerini meslektaşları adına kurdular. Usta yayıncı Turhan Günay yayıncılığımızın dünden bugüne yolculuğunun renkli bir portresini çizdi.
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, kitap dünyasının geleceğini yakından ilgilendiren “Sabit Kitap Fiyatı” yasalaştırma çalışmaları hakkında son gelişmeleri paylaştı. Kitap perakendemizin geleceği, dört deneyimli yayıncı; Osman Okçu, Servet Düz, Ünal Koçak ve Banu Ünal tarafından ele alındı.
Ekonomist Prof. Dr. Kamil Yılmaz, Türkiye’nin geçmişten bugüne ekonomi portresini ve yayıncılıktaki izdüşümlerini paylaştı. Prof. Dr. Yaman Akdeniz, kültür sanat ortamını doğrudan etkileyen sansür uygulamalarını değerlendirdi. Pınar Öğünç, tırmanan şiddet ortamının yazıya ve yazara yansımalarını dile getirdi.
Avrupalı yayıncılar; İsviçre’den Sonja Matheson özgün deneyimlerini, İngiltere’den Richard Charkin gelecek öngörülerini anlattı. Zeynep Cemali Öykü Yarışması’nın 2020 yılında “çocuklukta özgürlük” temasıyla yazılan yüzlerce öykünün yansımalarını proje başkanı, editör Müren Beykan yorumladı.
Keçi yeni sayısında, yenilenmiş web yüzüyle kitapların dünyasına emek verenlerin sesini taşıyor.