Kitap dünyası iklim krizi için çalışmaya başladı!

Türkiye Yayıncılar Birliği Ar-Ge ve Dış İlişkiler Sorumlusu Zeynep Atiker, yurtiçinde ve yurtdışında meslek örgütlerinin iklim krizine yönelik yaklaşımlarını ve çalışmalarını özetliyor.

1985 yılında İstanbul’da kurulan Türkiye Yayıncılar Birliği, günümüzde 400’den fazla yayıncı ve dağıtımcı üyesiyle ülkemizin yayıncılık sektörünün gelişmesi için mesleki ve yapısal sorunlar, telif hakları, yayımlama özgürlüğü, okuma kültürü, yayıncılığımızın uluslararası boyutta güçlenmesi gibi konularda çalışıyor. Kısa adı IPA olan Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin Türkiye’den tek üyesi olarak küresel yayıncılık endüstrisindeki gelişmeleri takip ediyor ve sektörümüzü küresel platformda temsil ediyor.

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Yayıncılar Sözleşmesi

İklim kriziyle mücadele konusunda özellikle son bir yıldır hem ulusal hem uluslararası çerçevede yayıncılık sektörünün farkındalığı arttı, somut çalışmaları hız kazandı. Türkiye Yayıncılar Birliği de hem uluslararası platformlarda hem kendi çatısı altında öncelikle bilgi paylaşımı ve farkındalık bağlamında bu çalışmalarda yer alıyor.

IPA, 76 ülkeden 92 üyesi olan ve telif haklarından yayımlama özgürlüğüne dek pek çok alanda küresel yayıncılık endüstrisini temsil eden uluslararası bir kuruluş. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na yönelik yayıncılık endüstrisinde yapılması gerekenler üzerine “sürdürülebilirlik” kavramı altında çalışmalar yürütüyor.

Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanan “Eylem On Yılı”nın yayıncılık sektöründeki yansıması, 2020 yılında Birleşmiş Milletler ve IPA işbirliğinde oluşturulan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Yayıncılar Sözleşmesi ile başladı. Sözleşmenin imzacıları, 2030 yılına kadar sürdürülebilirlik üzerine yayınlar yapıp sürdürülebilir pratiklerde bulunacaklarını ve amaçlara yönelik çalışacaklarını taahhüt ediyorlar. Sözleşme yeni imzacılara açık. Yayınevleri, yayıncı birlikleri, kitapçılar ve yayıncılık endüstrisinde faaliyet gösteren ilgili diğer kuruluşlar sözleşmeye katılarak bu önemli uluslararası taahhütte yer alabilir.

Dünya yayıncıları iklim krizi için harekete geçiyor!

IPA, 2021 yılında Birleşmiş Milletler’in İklim Değişikliği Konferansı öncesinde, Frankfurt Kitap Fuarı’nda, kitap endüstrisi için iklim krizine ilişkin bir zirvenin birincisini düzenledi.

Yine bu dönemde, yayıncılık endüstrisi iklim değişikliğine dair eyleme geçmek amacıyla ortak bir bildiri yayımladı. İklim değişikliğinin yaşandığının ve tüm sektörlerin kendi eylem sorumlulukları olduğunun açıkça ifade edildiği bu bildiriye IPA’nın yanı sıra Avrupa Yayıncılar Federasyonu, Avrupalı ve Uluslararası Kitapçılar Federasyonu, Gençler için Kitaplar Uluslararası Kurulu, Uluslararası Kütüphane Birlikleri ve Kuruluşları Federasyonu, Uluslararası Akademik Yayıncılar Birliği gibi başka küresel sektör örgütleri de katıldı.

Yayıncılık endüstrisinin iklim değişikliğiyle ilgili eylemleri temel iki kola ayrılabilir. İlki; endüstrinin zaten yaptığı iş olan bilgiyi yaymak ve ilham vermek yoluyla daha sürdürülebilir bir yaşam için gerekli bilimsel ve kültürel çalışmaların yaygınlaştırılması. Bu çerçevede somut bir örnek olarak, 6-12 yaş arasındaki çocuklara yönelik Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Kitap Kulübü sayılabilir. Bu kulüp kapsamında, farklı ülkelerde, çeşitli dillerde iklim kriziyle mücadeleye ve diğer küresel amaçlara yönelik eğitici çocuk kitapları yayımlandı ve yayımlanmaya devam ediyor.

İkincisi; yayıncılık tedarik zincirinin tüm paydaşlarının, kendi operasyonlarını daha iklim dostu hale getirmek için çeşitli yöntemlere başvurması. Bu kapsamda çeşitli bireysel örnekler de görebiliyoruz. Örneğin, bazı matbaalar ürettikleri her basılı kitap için bir ağaç dikerek faaliyetlerinin çevreye olumsuz etkisini dengelemeye çalışıyor. Bazı firmalar, tedarik zincirindeki karbon ayak izini azaltmaya yönelik çalışmalar kapsamında karbon hesaplama araçları oluşturuyor, net sıfır emisyon hedefine yönelik bilgiler paylaşıyor. Küresel ölçekte en büyük baskı firmalarından biri, basılı kitap üretiminin sürdürülebilir hale dönüştürülmesi için uzmanların görüşlerini paylaşmalarını sağlıyor, kendi sürdürülebilirlik ekibiyle çalışmalar yürütüyor; “yerelde basmak, küreselde yayımlamak” mottosuyla dağınık baskı ağını genişleterek lojistik ve dağıtımdaki karbon ayak izini azaltmayı hedefliyor.

İklim krizi, özünde bir eşitlik ve haklar krizidir!

Uluslararası buluşmaların en önemli çıktılarından biri, iklim değişikliğinin herkes tarafından yaşanılan bir sorun olması. Ancak herkes için boyutlarının, üretim ve tedarik zinciri bakımından faaliyet alanlarının farklılaşması; herkesin aynı mücadele olanaklarının bulunmaması. Bu noktada, iklim krizinin özünde bir eşitlik ve haklar krizi olduğunu hatırlamak önemli. Kriz küresel olmasına rağmen, farklı bölgelerde orantısız şekilde yaşanıyor. Bu bakımdan insan hakları temelinde ele alınması önemli.

Yayıncılık sektörümüz insan hakları temelinde ele alınan krizlerle mücadelede deneyimli. Yayımlama özgürlüğünün korunmasında sektörümüzün, yine dünyanın pek çok yerinde farklı şekil ve boyutlarda gösterdiği çaba, hem içeriğin hem de üretim yöntemlerinin akıbeti açısından hayati önem taşıyor. Bu iki alanda hak temelli yaklaşım ve yapılan çalışmaların uluslararası paylaşımıyla, okuma ve yayımlama hakkının korunması, sürdürülmesi için etkili önlemler alınabilir, gerekli kültür ortamı oluşturulabilir.

Ortak amaç, IPA Başkanı Bodour Al Qasimi’nin de vurguladığı gibi, herkesin yapabildiği ölçüde bir çözüm oluşturması, bilgi ve deneyim paylaşımıyla birlikte, olanakları daha kısıtlı olanların da geride kalmaması için birlikte hareket etmek.

IPA ve birlikte yol aldığı diğer küresel örgütlerin iklim değişikliğiyle ilgili faaliyetleri arasında; kitap fuarlarında ve sektörel etkinliklerde farkındalığı artırmak, dünyanın farklı bölgelerinden yayınevlerinin başlattığı operasyonel iyi uygulamalara dair bilgilerin paylaşılması, sürdürülebilirliğe ilişkin çevrimiçi ortamda yazılar yayımlanması, nereden başlanması gerektiğine yönelik kılavuzlar oluşturulması ve sektör paydaşlarıyla faaliyetleri için görüşmeler yapılması yer alıyor.

2030 Hızlandırıcı Girişimi başlatıldı!

2022’de hem Frankfurt Kitap Fuarı’nda IPA Sürdürülebilirlik Zirvesi’nin ikincisi düzenlendi, hem de iklim krizi için yayıncılık sektörünün 2030 hedeflerini hızlandırmak amacıyla 2030 Hızlandırıcı Girişimi başlatıldı. Sektörde sistematik değişimi hedefleyen bir yıllık hızlandırma projesi, teoriler ve tartışmalar yerine artık eyleme geçilmesini ve iklim kriziyle mücadele için sektör paydaşlarının özel kaynak ayırarak operasyonlarını hızla sürdürülebilir hale getirmesini vurguluyor.

İklim krizinin özünde bir eşitlik ve haklar krizi olduğunu hatırlamak önemli. Kriz küresel olmasına rağmen, farklı bölgelerde orantısız şekilde yaşanıyor. Bu bakımdan insan hakları temelinde ele alınması önemli.

Girişimin manifestosu, sorumluluk almayı, değişime önderlik etmeyi, eylemleri hızlandırmayı, deneyim paylaşmayı ve paydaşların sorumluluklarını birbirine hatırlatmasını öngörüyor. Manifestonun başlıca iş akışları; bir kitabın karbon ayak izini hesaplamak, dağınık baskı ağı sistemlerinden yararlanmak ve sürdürülebilirliği hesaba katarak gelirleri yeniden düşünmek. Bütün bu küresel girişim ve taahhütler, iklim krizine karşı eyleme geçilmesinin sektör tarafından öncelik haline getirilmesini de hedefliyor. Nereden başlayacağını bilemeyenler ve yeterli kaynağı olmayanlar içinse kılavuzlar ve bazı sektör örgütlerinin oluşturduğu çeşitli araçlar var.

İngiliz Yayıncılar Birliği bu konuda en aktif çalışan kuruluşlardan. Üyelerine sürdürülebilirlik konusunda destek vermek amacıyla özel bir karbon ayak izi hesaplama aracı oluşturdu. Birliğin talebi üzerine geliştirilen bu araç, kullanan yayınevinin farklı departmanlarındaki sera gazı salımını, doğrudan ve dolaylı etkilerini takip edebilecek. Bu araçtan yararlanan yayınevleri, faaliyetlerini sürdürülebilirlik açısından değerlendirebilecek ve yapılması gerekenleri daha net görebilecek.

Aktif çalışma yürüten bir başka kuruluş, Fransız Yayıncılar Birliği. “Çevre ve Üretim” adlı özel bir çalışma komitesi oluşturan birlik, kitap yayıncılığının daha sürdürülebilir ve çevre dostu olması için bir “iyi örnekler” kılavuzu yayımladı. Kılavuzda, yayıncılık değer zincirinin her paydaşının kendi operasyonlarını çevresel faktörler açısından değerlendirebileceği bilgiler yer alıyor.

Son örnek olarak, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü – WIPO’nun “Yeşil WIPO” adlı çevrimiçi platformunu sayabiliriz. Bu platform, çevre dostu teknolojileri sunanları ve bu teknolojilerden yararlanmak isteyenleri bir araya getirmeyi hedefliyor. Platform, bu yıl Mısır’da düzenlenen ve kısa adı COP27 olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı’nda da yer aldı ve “Yeşil Teknolojiler Kitabı”nı tanıttı. Kitap, özellikle gelişmekte olan ülkelerde iklim krizinin etkilerine karşı kırılganlığı azaltmak ve direnci artırmak için mevcut ve geliştirilmekte olan teknolojilerden söz ediyor.

Eğer şimdi harekete geçmezsek…

İklim krizi karşısında tüm sektörler gibi yayıncılık sektörü de kendi payına düşenleri dikkate alarak bazı değişimleri hayata geçirmeli. IPA ve Türkiye Yayıncılar Birliği gibi yapılar içindeki çalışmalar, özellikle iklim kriziyle mücadele gibi acil konularda ulusal ve uluslararası politika belirleyicilere, yayıncılık sektörünün attığı adımları, kolektif ve bilinçli çabasını, konuya verdiği önemi somut olarak gösteriyor. Sektörün kendi üzerine düşenleri olanakları dahilinde yaptığını, olanakları genişletilirse daha fazlasını da yapabileceğini ortaya koyuyor.

Uluslararası yayıncılık platformunda özellikle sözü edilen önemli bir noktayı tekrar etmek ve vurgulamak isterim. Tüm dünyada sektörümüzün yaşadığı pek çok zorluğa rağmen, iklim kriziyle mücadeleye öncelik vermez ve şimdi kendimiz harekete geçmezsek, bu krizin artan etkilerinin oluşturacağı koşullar nedeniyle birkaç yıl içinde mecburen harekete geçmemiz gerekecek. Ancak, hem geç kalmış olacağız hem de neden daha erken davranmadığımıza dair haklı şekilde sorgulanacağız.

Türkiye Yayıncılar Birliği olarak, yayıncılığın iklim kriziyle mücadelesinde bilgi paylaşımıyla başladığımız çalışmalara, tüm paydaşlarımızla birlikte, sektör olarak yapabileceklerimizi değerlendirip üzerimize düşen sorumluluğun farkında olarak devam etmeyi önemli hedeflerimizden biri olarak görüyoruz.