Ne ki artık sadece keçilerin yolu değil patikalar. Kitapların ortaya çıkmasına emek verenler, kitapları okurla buluşturanlar ve okurlar… küresel felaketler, güncel politikalar, ekonomik darboğaz, insan türünün tükenmek bilmeyen savaşları hepimize farklı patikalar sunuyor ve biz de onlarda ilerlemeye çalışıyoruz. Tıpkı keçiler gibi… “Bu keşmekeşte, kulaklarımızın sağırlığından, gözlerimizin körlüğünden medet umarak yaşayamayız. Zamanın gücüne sırtımızı dayayıp olup bitenleri unutamayız. Bizler; yaratıcılığa, devamı için…
Son 10 yılda yayıncılığımıza, kültür sanat ortamına, eğitimde edebiyata etki eden zorlu koşulları, ortak meseleleri ve yeni çözüm yollarını işleyen Keçi’nin 18. sayısı yayında! Yayıncılığımızın tüm paydaşlarını buluşturan, kitaplara ve edebiyata emek verenleri her yıl bir araya getiren ülkemizin tek yıllık yayıncılık konferansı 12. Zeynep Cemali Edebiyat Günü’nden süzülen tüm içerik yine Keçi’nin sayfalarında hayat buluyor. KIŞ 2022 sayımızın benzersiz devamı için…
Haziran 2014’ten bu yana yayıncılığımıza, kültür sanat ortamına, eğitimde edebiyata etki eden zorlu koşulları, ortak meseleleri ve yeni çözüm yollarını işleyen Keçi, 8 yaşında! Susan Sontag, “Yazmak kucaklamak, kucaklanmaktır; her düşünce bir diğerine uzanır,” diyor Bilincin Kapısını Aralamak adlı kitabında. Kitapların dünyasında karşılaştığımız her anlam, her duygu, öykü ya da karakter de başka bir dünyanın kapısını aralıyor bize. Yeni bir devamı için…
Haziran 2014’ten bu yana kültür sanat ortamına etki eden zorlu koşulları, ortak meseleleri ve yeni çözüm yollarını işlemeye devam eden Keçi, ekonomik buhranın rüzgârını arkasına alan yeni yıl öncesinde, arşiv niteliğindeki özgün içeriğiyle yeniden okurlarıyla buluşuyor. Sansür, şiddet ve pandemi koşulları gibi zor konuların içinden geçen Keçi, 13 Kasım 2021’de gerçekleşen yıllık yayıncılık konferansından süzülen tüm içeriği KIŞ 2021 dosyasında devamı için…
Haziran 2014’ten bu yana kültür sanat ortamına etki eden zorlu koşullara rağmen, ortak konuları, ortak meseleleri ve yeni çözüm yollarını işlemeye devam eden Keçi, 7. yılını doldurdu. Keçi, zorlu pandemi koşullarından çok daha öncesinde okurlarına ulaşmanın kolay, hızlı ve etkili patikalarını keşfetmişti. Dijital devrime, hem içerik hem erişilebilirlik anlamında hazır bir yayındı. KIŞ 2020 sayımızda yeni web yüzümüzle siz sevgili devamı için…
2014’ten bu yana kültür sanat ortamına etki eden zorlu koşullara rağmen, ortak konuları, ortak meseleleri ve yeni çözüm yollarını işlemeye devam eden Keçi, zor bir pandemi yılının sonunda ve belirsizliklerle dolu bir yıla girerken yeni ve özgün içeriğiyle yeniden okurlarıyla buluşuyor. Sürekli değişen, dönüşen, ihtiyaç kodları yenilenen, tasarımdan içeriğe kadar pek çok şeyi anlık olarak düşünmek zorunda olduğumuz bu dijital devamı için…
Zamanın ötesine geçmemizi sağlayan “Geleceğe Dönüş” üçlemesinin 1985’te çekilen ilk filminin son sahnesinde çatlak bilimci Emmet Brown, yoldaşı Marty’ye arabada şunu der: “Yol mu? Gideceğimiz yerde yola ihtiyacımız olmayacak.” Edebiyat, en zor zamanlarımızda bizi dünyadan uzaklaştıran bir uzaygemisi,
“Kendimizi, geçmişte olduğumuz kişiyi, neredeyse her şeyi edebiyata borçlu olduğumuzu, kitaplar yok olursa tarihin de, insanların da kaybolacağını söylediniz. Haklı olduğunuza eminim. Kitaplar yalnızca rüyalarımızın ve anılarımızın gelişigüzel derlemeleri değildir. Bizlere kendimizi aşmanın yollarını da sunarlar. Kimileri kitap okumayı sadece bir kaçış olarak görür: Gerçek dünyadan hayali bir dünyaya, kitapların dünyasına bir kaçış. Oysa kitaplar çok daha fazlasıdır. Onlar, tamamıyla devamı için…
“Keçiyolu”nun sözlük karşılığı “patika”. Sözcüğün kullanımını örnekleyen cümle ise Ömer Seyfettin’den: “İnce uzun dallı badem ağaçlarının alaca gölgeleri sahile inen keçiyoluna düşüyordu.” Evet, Keçi keçiyolundan sahile iniyor, yaz aylarına “merhaba” diyor. İnce uzun dallı badem ağaçlarının, öykülerin, romanların, okurların, yaratıcıların, kitaba emek verenlerin, edebiyatsever her öğretmen ve kütüphanecinin, kısacası tüm kitapseverlerin gölgesi düşüyor keçiyoluna… Edebiyatın peşi sıra sahile, denize iniyoruz devamı için…
Türkiye’de her kesimden insanın ekonomik hortumun içine sürüklendiği zor bir dönemde, kitaba ve yayıncılığa emek verenlerin sektörel buluşması olan Zeynep Cemali Edebiyat Günü’nü geride bıraktık. Kitap fiyatlarının her gün daha çok tartışıldığı, kitabın acil ve temel ihtiyaç değil de lüks olarak görüldüğü, türlü engellemeye maruz bırakıldığı bir ülkede her endişe, her soru daha anlamlı artık. Biliyoruz ki Türkiye’de yayıncılık ezelden devamı için…