Sen Islık Çalmayı Bilir Misin Arkadaşım?
Orataokul genelinde, 5, 6, 7 ve 8. sınıflarla gerçekleştirilen uygulamada, Necdet Neydim’in Sen Islık Çalmayı Bilir misin? adlı şiir kitabından yola çıkılarak doğa, arkadaşlık, barış gibi temalar işleniyor.
Yaratıcı okuma uygulamamızı Necdet Neydim’in yazdığı, Suzan Aral’ın resimlediği Sen Islık Çalmayı Bilir misin? (2008) adlı şiir kitabıyla gerçekleştirdik. 5, 6, 7 ve 8. sınıflardaki 50 öğrencinin katıldığı uygulama yaklaşık dört ay sürdü. Niğde’nin merkezine 50 kilometre uzaklıktaki köy okulumuzda her sınıftan birer şube bulunduğundan, okuldaki tüm öğrencilerin uygulamaya katıldığını söyleyebilirim.
Ders kitaplarına girmeyi başarabilen şiirler genelde öğrencilere öğütler veren, didaktik bir dille yazılmış metinlerdi. Öğrencilerin estetik gelişimine katkı sağlayan, duygusal ihtiyaçlarının farkında olan bir şairin kaleme aldığı bir şiir kitabına ihtiyacımız vardı. Mavisel Yener, Çiğdem Sezer, Adil İzci, Aytül Akal, Melek Özlem Sezer, Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi pek çok ismin şiir kitaplarını inceleme fırsatı buldum. Bu isimlerin hemen hemen hepsinden, uygulamanın etkinliklerini düşünüp geliştirirken çokça yararlandık.
Oyunların dünyasında şiirlerle oynadık…
Kitabı belirlerken, çocukların çokyönlü düşünmesine ve yaşamla ilişki kurmasına olanak sağlayacak birçok kavramı ve temayı barındırması, şiir dilinde farkındalık kazandırması, okul içindeki ve dışındaki pek çok etkinliğe kaynaklık edebilecek zenginlikte olması gibi kıstaslara dikkat ettik. Sen Islık Çalmayı Bilir misin? adlı kitaptaki 47 şiirin 12’sine odaklanarak çalışmalarımızı yürüttük.
Şiirlerin okunması ve yaratıcı etkinlikler için, her hafta Türkçe dersimizin bir saatini ayırdık. Kitabı tek seferde okuyup çalışmalara geçmek yerine, dönem boyunca adım adım okuduk. Çocuğu iyi tanıyan, iyi gözlemleyen, çocuk ve gençlik edebiyatına hâkim bir şairin şiirlerini okuduğumuz için ayrıca şanslıydık.
Dünyada ne kadar farklı çocuk olursa olsun, hepsini birleştiren noktanın oyun olduğunu fark ettik. Bu nedenle, uygulamamızın genelinde de görüleceği gibi ilk adımda “oyun” kavramı üzerinden ilerledik. Mavisel Yener’in Şiir Atölyesi (2017) adlı kitabındaki bir etkinlikten yola çıkarak tuhaf sözcükler oyununu geliştirdik. Kitaptaki sıradışı kelimeleri bir araya getirerek tamlamalar oluşturduk. Bu tamlamalardan yola çıkarak şiir yazma denemeleri yaptık ve bu şiirleri resimledik. Söz sanatları incelemesi ve akrostiş denemeleri yaptık.
Her şiir bir etkinlik doğurabilir…
“Martılar ve İnsanlar” şiirinden hareketle, yaşanmışlıkları ilk ağızdan dinlemek istedik. Türkçe dersimize dedeleri ve nineleri davet ettik. Onlarla geçmişten bugüne değişenleri, değişimin nedenlerini, değişime ne kadar ayak uydurabildiklerini, özlemlerini, oyunlarını konuştuk.
“Hayvan Sever Bir Çocuk” şiirini okuduktan sonra en sevdiğimiz hayvan dostlarımızla tanışma öykümüzü paylaşmaya karar verdik. Onlara ithafen şiirler ve öyküler kaleme aldık.
Okuduğumuz “Eğer Sadıksanız Borcunuza” şiiri, kendi ihtiyaçlarımızı gelecek nesillerin ihtiyaçlarından ödün vermeden karşılamak için bir sürdürülebilirlik etkinliği yapmamıza ilham oldu. Tükenen, eksilen dünya kaynaklarını araştırdık. Geri dönüşüm, su döngüsü, sürdürülebilirlik gibi kavramlar üzerine kafa yorduk, sorduk soruşturduk. Öğrencilerimiz, “sıfır atık” ve “geri dönüşüm” konusunda katkı sunabileceklerini fark ettiler. Evlerindeki atık malzemelerden çantalar ve çerçeveler ürettiler. Yaptıkları çantalarını dönem boyunca kullandılar. Plastiğin doğaya verdiği zararın önüne geçmek amacıyla bilgilendirme afişleri hazırladılar ve köydeki ailelerle paylaştılar.
“Sihirli Kutu” şiirinde işlenen “çocukluk” teması bir sonraki etkinlik için bize yol gösterdi. Yaşça daha büyük olan 13-14 yaşındaki öğrenciler, “Siz nasıl hatırlıyorsunuz çocukluğunuzu?” sorusuna, “Şimdiden çok özledik,” cevabını verdiler. Hemen ardından, “Şairin yerinde olsanız siz ne saklardınız sihirli kutunuza?” diye sorduk. Öğrencilerin ağzından, anılar dökülmeye başladı. Biz de evlerindeki anısı, hikâyesi olan eşya örneklerini sınıfa getirerek hikâyesini anlatmalarını istedik. “Sihirli Kutu” etkinliği, bize geçmiş hikâyeleri anımsama ve anlatma heyecanını yaşattı.
“Teker Teker Tekerleme” şiiri de bize hem çok işlevsel hem de eğlenceli bir etkinliğin kapısını araladı. Dil gelişimine katkısı açısından tekerlemenin önemini biliyorduk. Bu şiiri ezberledik ve bir tekerleme yarışması düzenledik. Sonunda öğrenciler, tekerlemeleri rap müzikle bir araya getirerek keyifli bir gösteri ortaya çıkardılar.
“Ben Oynadıkça” şiiri de bizi yine oyunların dünyasına döndürdü. Dedeleri ve nineleri sınıfa davet ettiğimizde, onların çocukluğunda oynadıkları geleneksel oyunları öğrenmiştik. Topaç, mangala, misket, seksek, ip atlama, çelik çomak, dikili değnek vb. gibi unutulmaya yüz tutmuş oyunları okul bahçesinde ve kütüphanede fırsat buldukça oynadık. Okulöncesi, ilkokul ve ortaokul bahçeyi ortak kullandığı için, proje ekibimizin oynadıklarını gören diğer öğrenciler de oyunlara katıldı.
Bir başka oyunumuz da eski zamanlardan kalan aşık oyunuydu. Aşıkların evde yapımı, sınıfta aşıkların boyanması, oyunun nasıl oynandığının araştırılması ve oynanmasıyla oldukça keyifli bir etkinliği geride bıraktık.
Köyden çıktık üniversite kampüsüne!
“Öğretmen” şiiri bizi çok başka bir etkinliğe yöneltti. “Öğretmen adayları nerelerde ve nasıl eğitim alıyorlar?” sorusu üzerine uzun uzun sohbet ettikten sonra, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’ni ziyaret ettik. Diğer okul gezilerinden birçok açıdan çok farklı bir deneyimdi. Öncesinde, üniversitedeki öğretmen adayı öğrencilere, bir gün köyümüze atanırlarsa onları nelerin beklediğine, onlardan neler beklendiğine dair mektuplar yazdık. Köylerinden çok ender çıkabilen öğrencilerimiz için, üniversite kampüsünde bulunmak heyecan verici bir deneyimdi.
Üniversite ziyaretimizde, Müzik Eğitimi Anabilim Dalı’nda konservatuvar, müzik eğitimi, yaratıcı drama ve enstrümanlar konusunda akademisyenlerden bilgi aldık, derslere katıldık. Geleceğin Türkçe öğretmenleriyle yaptığımız buluşmada onlara mektuplarımızı okuduk ve yaratıcı okuma uygulamamızdan söz ettik.
Uygulamamıza başlarken, sanatsal nitelikli görsel, dijital ve işitsel uyaranlarla çocukları karşılaştırarak, onların estetik bakışlarına katkı sağlamayı hedefledik. Projemizdeki etkinlikleri yürütürken klasik müzik, animasyon, kısa film ve karikatür gibi çeşitli ve nitelikli sanat ürünleriyle süreci zenginleştirmeye çaba gösterdik. Şiirle bağ kurabileceğimiz en güzel alanlardan biri resim sanatıydı. Tablolarda kullanılan renklerin ve çizimlerin öğrencilerde uyandırdığı anlam üzerine yoğunlaştık. Resimlerin yapıldığı döneme yolculuk edip o resimlere şiirler yazdık.
16 haftalık sürecin sonunda, kitabımızın şairi Necdet Neydim’le tanıştık. Öğrencilerimiz, okudukları bir kitabın yazarıyla ilk kez buluştular. Bu uygulama süreci boyunca akıllarında oluşan soruları ve yorumları Necdet Neydim’le paylaştılar.